Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Valiliği tarafından düzenlenen 9. Muhtarlar Toplantısı’nda gündeme ilişkin konular hakkında konuşma yaptı. Bakan Yılmaz, insanı yaşat ki devlet yaşasın mantığıyla hareket ettiklerini açıkladı.Yaptığı konuşmada Bakan İsmet Yılmaz, ” (Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) Kutuplaştırıcı, kavga edici politikalardan, küçük olsun benim olsun politikalarından Türkiye zaman kaybetti. Dolayısıyla da bizim uzlaşmaya, barışa, birlikte yaşamaya, birlikte çözüm bulmaya ihtiyacımız var. İşte bu sistem uzlaşmayı sağlıyor.” şeklinde konuştu.
Bu milletin, devletin ve vatanın asli sahibi olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Devlette görev alanlar millete hizmetkarlık etmek için vardır. Millete efendilik olmaz, millete hizmetkarlık söz konusu olur.” dedi.
AA’nın haberine göre, eğitimde yapılan çalışmalara da konuşmasında değinen Yılmaz, okula gidemeyen öğrencilere evde eğitim verildiğini anımsattı, “13 bin öğrenciye evde eğitim veriyoruz. Ola ki evlatlarımız hastalandı, hastanede uzun dönemli kalıyorsa, hastanede sınıf ve derslik açıyoruz. Dolayısıyla istiyoruz ki hiçbir evladımız eğitimden mahrum kalmasın. 80 binin üzerindeki engelli evladımızı taşıma yoluyla eğitime kavuşturuyoruz. 200 binin üzerindeki engelli evladımızı kaynaştırmak suretiyle eğitime kavuşturuyoruz. Gelecek yüzyıl için Türkiye’nin yükünü taşıyacak çağdaş ve uygar ülkelerin önüne geçebilmek için var gücümüzle çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
Yılmaz, Türkiye’nin en öncelikli konusunun eğitim olduğuna vurguluyarak, “Eğitim denildiğinde akan sular durur. Her şeyin başı eğitim derler. Kimileri sağlık der ama eğitim demek lazım. Eğer iyi eğitebilirsek hastalığa yakalanma oranı da düşer, güvenlik açığı da ortadan kalkar. Dolayısıyla eğitim her şeydeki alınması gereken mesafenin ilk adımıdır.” dedi.
16 Nisan’da yapılacak halk oylamasındanda bahseden Yılmaz, “İstisnasız tüm partiler Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söylerler. Yani bu anayasayla ilgili farklı görüş söyleyenlere sormanız gereken şu, Türkiye’den başka bir ülkede cumhurbaşkanına bu kadar yetki verilmiş olsun ama cumhurbaşkanını da sorumsuz tutsun. Bu hukuk devletine uygun mu? Demokrasinin ve hukuk devletinin de esası hesap verebilmektir. Cumhurbaşkanı bu kadar yetkiyi kullanıp hesap vermez. Dünyada hiçbir demokratik, parlamenter bir rejimde bu yoktur. Ne yapmak lazım? Değiştirmek lazım. İşte 16 Nisan’da bu değişiklik önümüze geliyor. Bu değişiklik kesinlikle daha demokratiktir. Milletin elinde terazisi varsa, vicdanı varsa herhalde vereceği başka karar kesinlikle yoktur. Kutuplaştırıcı, kavga edici politikalardan, küçük olsun benim olsun politikalarından Türkiye zaman kaybetti. Dolayısıyla da bizim uzlaşmaya, barışa, birlikte yaşamaya, birlikte çözüm bulmaya ihtiyacımız var. İşte bu sistem uzlaşmayı sağlıyor. Yüzde 50’nin üzerinde oy alabilmek için uzlaşmak lazım. Uzlaşma da bu milletin aradığıdır.” dedi.
Bakan Yılmaz, milletin desteğini alan kişinin güçlü olabileceğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“En zayıf insan tek adamdır. Tek adam millet yanında yürüyorsa, millet arkasında varsa güçlü olur. O halde gerçek güç millettedir. Bunu 15 Temmuz’da gördük. Şunu da bir kez daha gördük ki bu milletin güçlü liderlere ihtiyacı var. Sayın Cumhurbaşkanımızın tabiriyle, eğer lider zor dönemlerde taşın arkasına saklanırsa, millet dağın arkasına kaçar. 15 Temmuz’da en büyük hayati tehlike ve riski Cumhurbaşkanı aldı. Özel suikast ekibi gitti. Eski Genel Kurmak Başkanı İlker Başbuğ dedi ki ‘Bu giden ekip Cumhurbaşkanını alma ekibi değil, bir suikast ekibi.’ Dolayısıyla en büyük risklerden birisini devlet başkanı yani Cumhurbaşkanı aldı. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı tankların önünde milletiyle beraber durdu. Güçlü bir liderden bu ülkeye zarar gelmez. Zayıf liderliklerden bu ülkeye zarar gelir. Liderlerin güçlü olması devletlerini milletlerin güçlü olması demektir. Bu Anayasa kabul edilirse, Türkiye’nin yarını bugünden daha aydınlık olacaktır.”
Bakan Yılmaz, yaptığı konuşmadan sonra muhtarlara katılım belgesi verdi.
Kamupersoneli.net | ANKARA
