Gündem

Musul'da Haşdi Şabi Tehlikesi Büyüyor !

 Irak’ta terör örgütü DEAŞ’ın Haziran 2014’te ordunun hiçbir direniş göstermeden silah ve mühhimatını bırakıp kaçması üzerine Musul’u ele geçirmesinin ardından Şii dini otorite Ayetullah Ali Sistani’nin “cihat” çağrısı üzerine kurulan Haşdi Şabi, tamamına yakını Sünni Arapların yaşadığı Musul’un kurtarılması operasyonuna kentin güney bölgesinden katılıyor. 

Erbil-Bağdat arasında Musul’u kurtarma operasyonu konusunda varılan askeri anlaşmaya göre harekata Irak ordusu ve Peşmerge güçlerinin yanı sıra federal polis, aşiret güçleri, Türk askerleri tarafından eğitilen Ninova Muhafızları ve Şii milis gücü Haşdi Şabi’nin de katılacağı ifade edilmişti.  

Operasyon başlamadan önce Peşmerge üst düzey yetkilisi ve Başika Cephesi Komutanı Hamid Efendi, Şii milislerin kendi cephelerini kullanarak Musul’a saldırmalarına izin vermeyeceklerini bildirmişti. Aynı zamanda Efendi, Musul’un kuzey ve doğu bölgelerine sevk edilen Irak güçleri içerisinde provokasyon girişiminde bulunacak askerlere de müsade edilmeyeceğini aktarmıştı. 

Peşmerge yetkilileri açıklamalarında Haşdi Şabi’nin Enbar, Salahaddin ve diğer bölgelerde Sünnilere karşı işledikleri hak ihlallelerinin farkında olduğunu belirtirken, çoğunlukla Sünni Arapların yaşadığı Musul kentine girmeye çalışmasına hiç olumlu bakmadığı gibi, mesafeli davranıyor. 

– Şii milisler Barzani’den dolayı güneyden ilerlemek zorunda

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı Peşmerge güçleri, Musul çevresini 1 yıldan uzun bir süredir 3 koldan kuşatmış durumda.

KDP, İran destekli Şii milislere IKBY için açık bir tehdit ve aynı zamanda Musul’da mezhepsel bir savaşın tetiklemesine yol açabilecek bir unsur gözüyle bakıyor. Milislerin daha önce geri aldıkları bölgelerden çekilmeyip, buraları kurtarılmış bölge ilan etmeleri nedeniyle KDP hakimiyetindeki bölgelerin de aynı tehlike içerisine girmesinden korkuluyor. Bu yüzden KDP, mümkün mertebe bu güçlerin Kürt ve Sünni bölgelere yerleşmesine şiddetle karşı çıkıyor. 

Kürtlerin, Şii milislerle en yakın tecrübesi yaklaşık 1 yıl önce Salahaddin iline bağlı Tuzhurmatu ilçesinde meydana geldi. İlçedeki Şii Türkmenleri koruma bahanesiyle oraya yerleşen milisler ve 2003’ten bu yana ilçede güvenliği sağlayan Peşmerge güçleri arasında günlerce süren yoğun çatışma yaşanmıştı. Tuzhurmatu’da yaşanan bu olay aslında Kürtler ve Şii milisler arasındaki iş birliğinin ne kadar kırılgan olup, ileride yeni bir çatışmanın meydana geleceğini ispatlar nitelikteydi. 

Eski Irak Genelkurmay Başkanı Babekir Zebari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Irak ve Kürdistan bölgesinde, DEAŞ tamamen bozguna uğratıldıktan sonra Haşdi Şabi ve Peşmerge güçleri arasında yaşanacak herhangi sürtüşmeden dolayı iç çatışma çıkma riski var. Kısa süreli bir çatışma ortamı yaşanabilir.” ifadelerini kullanmıştı. 

Irak’taki Tahran destekli Şii milislerin Salahaddin ve Enbar’da Sünnilere karşı işledikleri insan hakları ihlalleri, DEAŞ’tan geri aldıkları bölgelerden çekilmeyip kurtarılmış bölge ilan etmeleri ve mezhep yanlısı politika izlemelerinden dolayı Barzani’nin KDP’si, bu güçlerin kendi bölgelerinden ilerlemesine kesinlikle karşı çıkıp, sadece Irak ordusu kontrolündeki güney bölgesinden ilerlemesine müsade ediyor. 

– Şii milisler Kerkük’ü üs olarak kullanıyor 

Irak’ın kuzeyinde Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Peşmergelerinin etkin olduğu Kerkük kentinde, KDP’nin aksine Şii milisler daha rahat bir şekilde hareket edip, Tazehurmatu ve Beşir kasabalarında üs kurmuş durumda. 

Kerkük’te ağırlıklı olarak Haşdi Şabi çatısı altında yer alan Bedir Tugaylarına bağlı milisler varlık gösteriyor. 

Haşdi Şabi Kuzey Bölgesi Askeri Sorumlusu “Ebu Rıza” kod adlı Yılmaz Necar’ın Kerkük üzerinden Musul’u kurtarma operasyonunu takip ettiği kaydediliyor. Söz konusu milislerin Kerkük’te de bürosu var. 

– Milislerin Musul’daki üssü Kayyara kasabası

Şii milisler, Irak ordusu tarafından 24 Ağustos tarihinde DEAŞ’tan geri alınan Musul’un güneyindeki Kayyara kasabasına yerleşmiş durumda.

Milisler, kuzey, doğu ve güneydeki Peşmerge cephelerini kullanmalarına izin çıkmaması üzerine, Musul’u kurtarma operasyonuna Kayyara kasabasından katılıyor. Irak ordusu ve federel polis güçleriyle hareket eden misiler, geri alınan tüm Sünni köylerinde Şiiliği temsil eden semboller ve flamalarla gösteri yapıp, oradaki sivillere gözdağı verircesine konvoylarla devriye geziyor. 

Irak ordusuna bağlı Altın gücü adlı birliğin en önde ilerlemesi ve kurtarılan bölgelerde yaşayan sivillerin sayısının az olmasından dolayı henüz Şii milislerin işlediği hak ihlalleri söz konusu değil ancak Sünnilerin yaşadığı kent merkezine milislerin olası bir müdahalesi büyük bir intikam ve katliamın meydana gelmesi endişesini doğuruyor.

– Kayyara-Telafer-Sincar hattı 

İran destekli Şii milislerin Irak’ta hakimiyet kuramadığı iki bölge var. Bu bölgelerin en önemlisi KDP kontrolündeki Erbil, Duhok ile DEAŞ’ın elinde tuttuğu Musul vilayeti. Şii milislerin KDP’nin güçlü olduğu bölgeleri kullanarak PKK etkisinde ancak maaşları kendileri tarafından ödenen Sincarı Savunma Birlikleri’ne lojist destek sağlaması mümkün değil. Bunun için Sünnilerin çoğunlukta yaşadığı Musul kent merkezinden geçilmesi lazım ancak bu da milisler için büyük bir risk taşıyor. 

Bağdat’dan gelip Kerkük üzerinden Sincar’a gidecek olan lojistik destek hattının sağlanması için Şii milislerin Kayyara-Telafer- Sincar hattının güvenliğini temin etmesi gerekiyor. Şii Haşdi Şabi milisleri, Musul kent merkezini devre dışı bırakarak, kentin güneyindeki çöl bölgeden Telafer’e oradan da Sincar’a ulaşabilir. Bunun da gerçekleşmesi için söz konusu güzergahtaki Sünnilerin yerinden edilip, kent merkezi ya da başka bölgelere zorla göç ettirilmeleri gerekiyor.

Böyle bir durumda, Haşdi Şabi’nin sivilleri kendi çıkarları için göçe zorlaması, Musul’da yeni bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.

KAMUPERSONELİ.NET – AA