Gündem

Sayın Cumhurbaşkanımızın Uyarılarındaki Samimiyeti Görmek Gerekir

Dün AK Parti Meclis Grup Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adını kullanarak iş yapmaya çalışanlara çok sert mesajlar vermişti. Sayın Cumhurbaşkanımız kanayan bir yarayı işaret etmiştir.  Eğitimci-Yazar Zeki KARA, Cumhurbaşkanımızın söz konusu uyarılarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

“KİMSE ADIMI KULLANARAK İŞ YAPMASIN”

Cumhurbaşkanı ERDOĞAN yaptığı açıklamada şunları ifade etmişti: “Bürokrasi başta olmak üzere, pek çok yerde, nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik eden, nerede sorumluluğunun yükünü taşımayan biri varsa, hemen şu tarz ifadelerle işin içinden sıyrılmaya çalışıyor: ‘Beyefendi böyle istiyor’ veya ‘Cumhurbaşkanımız böyle istiyor’ veya ‘Külliye böyle istiyor.’ Bu yöntemin basit bir bürokratik işlemden, herhangi bir yatırımın detaylarıyla ilgili tercihlere, ömrümde hiç görmediğim, tanışmadığım insanların taltifi veya tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor.

Şimdi birilerinin çıkıp bu tarz ifadelerle millet ile aramıza girmelerine izin veremeyiz. Bana göre bu tavır, yani; ‘beyefendi, Cumhurbaşkanı böyle istiyor’ sözü, adeta bürokratik oligarşinin yeni bir şifresi haline dönüşmüştür. Sorun çözme makamında oturduğu halde, kim olursa olsun, sürekli şikayet eden, suçu başkalarına atan, özellikle de bizi bahane ederek, kendini kurtarmaya, temize çıkarmaya çalışan herkes benim gözümde başarısız kişidir. Bakan bakanlığını tıkayacak, bürokrat kurumunu tıkayacak, siyasetçi teşkilatını tıkayacak, belediye başkanı belediyesini tıkayacak, ondan sonra da suçu bizim üzerimize atacak. Yok öyle yağma, herkes görevini yapacak.

Bizim tarzımız doğruya doğru, yanlışa yanlış demektir. Bunu birlikte çalıştığımız, mesai sarf ettiğimiz herkes çok iyi bilir. Hiçbir bakanlıkta, hiçbir kurumda, hiçbir teşkilatımızda şahsımın adı kullanılarak, herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar, kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim en yakınım da olsa, lütfen, bizzat ben bir bakanımı, bir bürokratı aramıyorsam, babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun.

Tüm bakan arkadaşlarıma söylemişimdir: Adımı kullanarak size kim geliyorsa, bana sorun ve bunu teyid etmiyorsam bu insanları lütfen gönderin. Ne demek adımı kullanmak! Bu bir defa bizim adabımıza, edebimize, siyaset anlayışımıza temeliyle terstir. Bunu yapanların hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır. Bunlara yol vermeyin. İsmimi, unvanımı, kendi yanlışına, kendi basiretsizliğine alet etmeye kalkan hiç kimseyi affedemem.”

Kamupersoneli.net Değerlendirmesi: Ülkeyi yönetme sorumluluğunu taşımak başkadır, siyaseti çıkar için kullanmak başkadır. Maalesef ülkemizde siyaset yapma kültürü bir çıkar savaşına dönmüştür. Bu bir ihale noktasında da olabilir, bir personel alımı şeklinde de olabilir. Herkes siyasetten bir çıkar sağlama derdine düşmüştür. Sözü kamunun personel alımlarına getirmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir polis, bekçi, öğretmen, memur, işçi alımına müdahale etmediğini biliyoruz.  Sayın Cumhurbaşkanımızdan güç alan veya adını kullanan kişiler personel alımlarına müdahale etmektedirler. Yani bir mülakatla personel alımı olduğunda bir Bakanın, Milletvekilinin, Bürokratın görevi birilerine referans olma değildir. Makamda oturan kişi kim olursa olsun personel alımında adaleti sağlamalıdır. Bir milletvekili -ister iktidar ister muhalefet- oğlumu veya kızımı işe alın diye gelenlere kapısını kapatmalıdır. Bir milletvekilinin akrabası, yakını, komşusu, hemşehrisi de makama veya göreve layık değilse o kişiler kamuda barındırılmamalıdır. Taşrada atama mağdurlarının sayısı artmaktadır ancak ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanımıza bu bilgiler aktarılmamaktadır.

Milletvekillerimiz halktan kopmamalıdır. Seçim dönemlerinde milletvekillerini sahada görüyoruz. Çalışmalar gayet güzel, kapı kapı dolaşılıyor. Seçimler bittikten sonra aynı heyecanı göremiyoruz. Milletvekillerine sınırlı sayıda kişiler ulaşıyor, sınırlı sayıda kişilerin sorunların çözümüne yardımcı olunuyor. Hangi partili olursa olsun millet bir sorunu olduğu zaman kendi seçtiği vekiline ulaşabilmelidir.

Bir Bakanımıza, milletvekilimize bakıyoruz, gayet samimi, mütevazi iken taşrada bir kurumun millete tepeden bakan yöneticilerini görmekteyiz. Genelde o kişiler de Sayın Cumhurbaşkanımızı çok seviyorum, ona çok bağlıyım diyenler oluyor. Cumhurbaşkanımızı gönülden sevmek, yolundan yürümek başka, çıkar için Cumhurbaşkanını sevmek başkadır. Özellikle taşradaki yöneticilerin koltuğunun hakkını vermesi lazımdır. Taşra yöneticileri halkın içinde olmalıdır.

Tavrımızı açıkça ifade ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız uyarılarını zaman zaman yüksek sesle dillendirmektedir. Yani bir özeleştiri de yapıyor diyebiliriz. Cumhurbaşkanımızın uyarısındaki samimiyeti görmek gerekir. En temel beklentimiz de siyasetçilerin, bürokratların, taşra yöneticilerin samimi bir şekilde görevlerini yapmalarıdır. Samimiyet, işini doğru ve düzgün yapmaktır. Samimiyet, dürüst olmaktır. Samimiyet mütevazi olmaktır. Samimiyet Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerinden dersler çıkarmak demektir.

Zeki KARA (zekikara@kamupersoneli.net) / Kamupersoneli.net – ÖZEL HABER

(Haberin İzinsiz Kullanılması Halinde Yasal İşlem Yapılacaktır)