Gündem

Sevda Kuşun Kanadında Dizisinde FETÖ İhaneti Anlatılacak

  TRT 1’de yayınlanan “Sevda Kuşun Kanadında” dizisinin ikinci sezonunda, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 1970’lerde başlayan ihanet yapılanması anlatılacak.


“Sevda Kuşun Kanadında” dizisinin ikinci sezon çekimlerinin devam ettiği Göktürk’teki setinde AA muhabirine açıklamada bulunan Uçakan, yeni sezonun çekimlerine başladıklarını, setin yeni eklenen sokaklar ve mekanlarla genişletildiğini, mekan içlerinin de çalışılabilecek durumda olduğunu söyledi.

Uçakan, dizinin ilk altı bölümünün ciddi giriş ve deneme olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Buna ihtiyacımız vardı çünkü çok ağır, zor bir konuyu oluşturmaya çalıştık ve iki yılda hazırlandık. Gidişattaki aksaklıklar çerçevesinde yeni sezona girerken kimi çalışanlarımızı değiştirmek durumunda kaldık. İlk altı bölümün getirdiği stresleri de atarak, yolumuza devam ediyoruz. Bu arada başrol oyuncumuz Deniz Baysal beklenmedik bir hareketle diziden ayrıldı, çok da ayıp etti, o fasıl ayrı. Onun yerine Sertap Özaltun girdi.”

Dizinin gücünün hikayesinin farklı ve özel olmasından kaynaklandığını anlatan Uçakan, “Biz gayet güçlü bir şekilde yine yolumuzda gidiyoruz. Hakikaten çok değerli oyuncu arkadaşlarımız bize çok inanarak geldikleri ve olayı da özümsedikleri için çok büyük şeyler katıyorlar.” diye konuştu.

Mesut Uçakan, senaryonun yeni sezonda birtakım eksikliklerden arınarak, daha güçlendirildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Biz objektif olmaya çalışarak 1970 gençliğini anlatıyoruz. Ülkücüsü, komünisti, birbiriyle çatışan gruplar var. Bir de onlara katılmayan, mesleğinde ve inancında büyük olmayı önceleyenler var. Nitekim bu gençlik iktidara yürüdü. Ama gençliği besleyen kaynakları da öykünün içerisinde değerlendiriyoruz, yer yer sahneler atıyoruz. Son bölümde gördüğümüz Mehmed Zahid Kotku, Necip Fazıl Kısakürek onlardan bir kısmı ama onlarla sınırlı değil.”

Dönemin gençliğini, hem kültür sanat hem düşünce planında besleyen şahsiyetleri diziye taşıdıklarını aktaran Uçakan, “Derdimiz birini anlatmak değil, bir kuşağı anlatmak. O manada yeni bölümlerde sürpriz isimler de gelecek.” dedi.

– “15 Temmuz’da 1970’lerdeki aktörlerin maskeleri düştü”

Yönetmen Uçakan, 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından dizide işledikleri konuların daha da netleştiğine değinerek, şu görüşlerini aktardı:

“1970’lerde aynı oyunlar, aynı aktörler vardı. Nedir bu oyun? ‘Dünyanın abisi’ geçinenlerin, dışındaki ülkeleri manipüle etmeleri, içlerindeki birtakım hainlerle, ajanlarla, kendisine sempati duyan birtakım çevreleri ve siyasetiyle daha üstü kapalı bir biçimdeydi. O dönem maskeler vardı, tanıyamıyordunuz, net olmayan görüntüler vardı. Tedirgin olsanız bile ‘Budur’ diyemiyordunuz. 15 Temmuz’un sayısız faydası var. Bunlardan biri 15 Temmuz spotların büsbütün yandığı, bütün arka plandaki ellerin, ihanetin, maskelerinin açığa çıktığı bir dönem oldu. Bu kadar kılcal damarlarımıza kadar girildiğini bu operasyonla gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği ‘Asıl İstiklal Savaşı şimdi başlıyor’ sözünün anlamı tam olarak çıktı.”

– “Yedi düvele karşı mücadele veriyoruz”

Darbe girişiminde sadece bir çeteye, terör örgütüne karşı değil, bütün dünyaya karşı mücadele verildiğini söyleyen Uçakan, “Eski tabirle yedi düvele karşı mücadele veriyoruz. O idrakler geçmişte bu kadar açık ve net kendisini göstermemişti. Tabii ki o zamanlar da darbeye giden süreç yaşandığı için bütün bu ayak oyunları vardı, biz onu dizimizde mümkün olduğu kadar gösteriyoruz.” görüşlerini aktardı.

Uçakan, dizide geçen sezon “vatana hizmet ediyorum” zannıyla hareket edenlerin “dini örgütler” tarafından kullanılacağına vurgu yaptıklarına dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“15 Temmuz’un arka planını zaten az çok gördüğümüz için yeni bir şey olmadı da kılcal damarlarımıza kadar giren bir mantığı kavramakta zorlandık açıkçası. Bu kalkışmadaki ihanet, FETÖ’ye dayanıyor ve FETÖ’nün üzerinden yapılan operasyon sadece Türkiye’ye, iktidarı dönüştürmeye yönelik değil, dünyaya dönük olduğu gibi İslam’ı tahrip eden ve dünyanın ağabeylerinin ‘Benim istediğim gibi yaşayacaksın’ formülüne uygun bir operasyon, din için de çok tehlikeli.”

Darbe girişimi sonrası darbeye götüren süreçleri daha da milimetrik detaylarıyla gördüğünü vurgulayan Uçakan, halka ve ülkeye uzanan elleri daha açık teşhis ettiğini belirtti.

– “Yeni sezonun sürprizi FETÖ olacak”

Yapımcı ve yönetmen Mesut Uçakan, FETÖ’nün köklerinin 1970’lere uzandığını ifade ederek, şunları söyledi:

“Dizide, FETÖ’nün 40 yıl önce işin içerisine girdiği görülecek. Tabii biz bunlara da dikkat çekeceğiz, altını çizeceğiz, sahneler atacağız. Sanıyorum yeni sezonun en büyük sürprizlerinden biri bu olacak. O döneme mahsus bir şekilde halkı darbe konusunda bilinçlendirmeye çalışacağız.” 

– “Topluma mal olmuş birini canlandırmak sanatçının doğal hakkı”

Uçakan, geçen sezon merhum şair-yazar Necip Fazıl Kısakürek’i dizide canlandırdıkları için oğlu Mehmet Kısakürek’in açtığı davanın durumuna ilişkin sorusunu şöyle yanıtladı:

“Şu anda süreç devam ettiği için yorum yapmak doğru değil fakat bir kahramanı canlandırmak, güncel ya da 10-20-40 yıl önce topluma mal olmuş birini canlandırmak sanatçının doğal hakkı, bizim iddiamız o. Buna tabii telif olarak, eserinden bir parça kullandığınızda karşılığını ödemeniz lazım. Onda da birtakım sıkıntılar oldu, temas kuruldu, kabul edildi, edilmedi derken bunlar da karşılıklı iyi niyet içerisinde çözülür umarız.” 

AA
KAMUPERSONELİ.NET