Gündem

Sicil affı çağrısı!

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak yaptığı basın açıklamasında, pandemi döneminde ekonomik sıkıntıya giren esnaflarımızın durumuna ilişkin bazı açıklamalarda bulundu. AKP İktidarına sicil affı çıkarılması yönünde çağrıda bulunan Faik Öztrak, esnafın durumunu özetleyecek bilgiler paylaştı.

Öztrak sicil affı ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Sarayın damadı rakamları her gün çarpıp, çarpıtsa da tablo ortada: Türkiye, salgında verdiği ekonomik teşviklerle, 168 ülke içinde dünyada 127. sırada yer alabildi. Yine, milli gelire oranla, verilen mali teşviklerde G-20 içinde sondan beşinci olduk. Ülkemizde 1 milyon 800 bin civarında esnaf ve sanatkâr var. Halk Bankası, salgın nedeniyle sadece 374 bin esnafın borcunu öteledi veya yapılandırdı. Bu, esnaf ve sanatkârlarımızın yüzde 20’si bile etmiyor. Yine, 2 milyona yakın esnaf ve sanatkârdan yeni kredilere erişebilenlerin sayısı 606 bin civarında. Yani esnaf ve sanatkârlarımızın ancak yüzde 30’u bu yeni kredileri alabildi. Kalan yüzde 70, faiziyle bile borç alamadı. Baştan beri söylüyoruz, esnafa bir sicil affı çıkarın diyoruz bu af bile sıkıntı içindeki esnafımıza çok görüldü.

ARPACIYA BORÇ EDEN AHIRINI TEZ SATAR

Hükümet şimdi “esnaf ve sanatkâr kaldığı yerden ticari faaliyetlerine devam edecek” diyor. İyi de, bu nasıl olacak? Zaten borca batırılmış esnaf, neredeyse 10 haftadır siftah etmedi, tek kuruş kazanmadı. Halkbank tarafından üç ay süreyle ertelenen borçların şimdi ödeme zamanı yaklaşıyor. Bu arada işletmelere diyorsun ki sosyal mesafe önlemleri nedeniyle tam kapasite çalışma. 10 masalı kahvehane, lokanta ancak bunun yarısı kadar masayı açabilecek, eskisinin yarısı kadar müşteriye hizmet verecek. Bu kuaförler için de geçerli, diğer esnaflar için de geçerli. Taksi, minibüs, otobüs eskisi kadar müşteri alamayacak. Peki, esnaf bu borçları neyle ödeyecek? Bildiğimiz bir şey var: “Arpacıya borç eden, ahırını tez satar.”

HAVAYA BAKIP ISLIK ÇALMAYIN

Esnafımızın, iş insanlarımızın hükümetten talepleri var. Hükümet havaya bakıp, ıslık çalarak bu taleplerden kaçamaz. Öyle tek bir idari kararla, “ticari hayatın ve ekonomik yaşamın yeniden normale döneceğini” kimse beklemesin. Ticari ve ekonomik hayatın düzene girmesi için hükümete ciddi görevler düşüyor. İş dünyamız kısa çalışma ödeneği süresinin uzatılmasını istiyor. Esnaf kira yardımı istiyor. Doğalgaz, su, elektrik faturaları yılsonuna kadar faizsiz ertelensin diyor. 2,5 aydır kapalı olan kahvehaneler, “bana hiç olmazsa bir asgari ücret kadar destek verin” diyor. 2,5 aydır siftah yapmayan esnafımız, “kapalı kaldığım dönem için BAĞ-KUR ve SGK primlerini devlet ödesin” diyor. Esnaf hükümete, “bu yıl ödeyeceğim vergiyi, harcı, rüsumu ertele” diyor. “Kira stopajını benden alma” diyor. “Bu yıl MTV alma diyor. Arabamda boş tutmak zorunda olduğum koltukların parasını öde” diyor. “Kredilerin faizini yılsonuna kadar devlet ödesin” diyor. Esnaflarımız, sanatkârlarımız “bunlar olmazsa ben bittim” diye haykırıyor.

ESNAFIN DA ÇİFTÇİNİN DE DERDİ BÜYÜK

Peki, bunlar çok sıra dışı talepler mi? Hayır. Dünyadaki diğer ülkelere baktığınız zamanda onlarda bunu yapıyorlar. Yetmiyor daha fazlasını yapıyorlar. Mahrum kaldığı kârın yüzde 80’ini, gelirin yüzde 80’ini esnafın cebine koyuyorlar. Haykıran sadece esnaf ve sanatkârlarımız değil; çiftçilerimiz, üreticilerimiz de haykırıyor. Onlar da bitik vaziyette. Çiftçilerimiz, salgın yetmezmiş gibi, bu yıl bir de çok çeşitli afetlerle uğraşmak zorunda kaldılar. Mayıs ayının ikinci yarısında 46 ilimizde üreticilerimiz “don, sel, dolu, ani sıcaklık değişimi” gibi ciddi doğal afetleri göğüslemek zorunda kaldı. TARSİM bu haliyle çiftçilerimizin derdine derman olamıyor. Çiftçilerin ekip biçtiği, ancak çiftçi kayıt sistemi dışında kaldığından hem destek alamadığı hem de sigorta yaptıramadığı ciddi araziler var. Örneğin, Adana’da ekilip biçilen alanın sadece yüzde 40-45’inin ÇKS’de kaydı var. ÇKS kaydı olmayan çiftçi, sokağa çıkma yasağından çiftçiden sayılmıyor, evinden bile çıkamıyor. Çiftçiye kanunen hak ettiği destekler verilmiyor. Tabi afete uğrayan ancak ÇKS kaydı olmayan çiftçilerimizin sorunlarını nasıl çözeceksiniz, zararlarını nasıl gidereceksiniz?

ÇAY ÜRETİCİSİ KAN AĞLIYOR

Darbe, marbe laflarıyla bu soruyu geçiştirmeye, kulağınızın üstüne yatmaya kalkışmayın. Çiftçilerimiz bu sorulara yanıt bekliyor. Bizde yanıt bekliyoruz. Karadeniz’de çay üreticilerimiz perişan. Üretimde dünya beşincisi, tüketimde dünya birincisi olduğumuz bir üründe, üreticilerimiz şimdi kan ağlıyor. Her sene hep aynı hikâye… ÇAYKUR üreticiye uyguladığı kontenjanı indirince, özel sektör durumu fırsata çevirip yaş çayın fiyatını yerlerde süründürüyor. Çay üreticileri hükümetten özellikle üç şey istiyor: “Kota ve kontenjan uygulamasına ÇAYKUR derhal son versin”, “özel kesime taban ve tavan fiyat uygulamasına geçilsin”, “taban fiyatının altında ürün alan cezalandırılsın”, “çay kanunu acilen çıkarılsın.”