Cumhurbaşkanı G20 Zirvesi sonrasında açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan : ” G20 zirvesinin 17 ‘incisini Çin Halk Cumhuriyeti ev sahipliğinde tamamlamış bulunuyoruz. Bu toplantıyı verimli bir toplantı olarak değerlendiriyorum .
BATI MÜLTECİ KONUSUNDA İYİ BİR SINAV VERMEDİ
Küresel büyümenin uzun vadede sürdürülebilir olması için gereken reformlar en önemli gündem maddelerimizden biriydi. Makro ekonomik politikaların uyumu gibi politikalar ile ilgili atılması gereken adımlar öncelikli konularımızdan oldu. Türkiye olarak büyümenin G20 ülkeleriyle birlikte tüm dünyaya yayılması konusuna özel önem veriyoruz. Toplantı boyunca gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeleri göz etmesi gerektiğinin altını çizdik. Dönem başkanlığımız sırasında G20 ‘ye dahil ettiğimiz kapsayıcı ilkenin Çin’de de görülmesinden memnuniyet duyuyoruz. Zirvede üzerinde durduğumuz en önemli husus küresel ticaretteki ekonominin büyümesidir. Küresel ekonominin büyümesinin hepimizin yararına olduğu açıktır. Değerli basın mensupları, Terörizm ve mülteci sorunu Antalya zirvesindeki başlıklar arasında yer alıyordu. Aradan geçen zaman bizim bu konudaki hassasiyetmizin ne kadar yerinde olduğunu göstermiştir. Batı ülkeleri mülteci konusunda iyi bir sınav verilmedi hala da verilemiyor.
MÜLTECİLER İÇİN 12 MİLYAR DOLAR HARCAMA YAPILDI
Topraklarında 3 milyon suriyeli ve ıraklıyı barındıran bir ülke olarak Türkiye, bu konunun en önde gelen muhattaplarından biridir. 3 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken, bizim yaptığımız harcama 12 milyar doların üzerindedir. Bunun yanında STK’ların yaptığı harcamalar ele alındığında 25 milyar dolara ulaşmaktadır. Antalya zirvesinde tüm liderlere Suriye’de güvenli bölge oluşturulması (95 km uzunluğunda, 40 km kuzeyden güneye) gündeme getirildi. Bu sorunları bu şekilde ısrarla söyledik. Şimdi de bu konuyu açtık kendilerine bunu söyledik. Hatta sadece o güvenli bölgede değil, Şu anda Türkiye’de değişik vilayetlerde bulunan Suriyeli vatandaşların iskanı ile alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Prensipte kimsenin karşı çıkmadığı bu teklifin, hayata geçirilmesi konusunda hiç bir ülke somut bir adım atmamıştır. Tam tersine Suriye krizi yeni ülkelerin sahaya inmesiyle içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Suriye krizi bir yandan ülke içinden can kayıpları, terör örgütlerinin faaliyetleri , diğer yandan sığınmacı sorunu ile kanayan yara olarak sürmektedir. Batı ülkelerinin ırkçı tavrı utanç vericidir.
KATİL ESED’İN GÖREVDE KALMASI UTANÇ VERİCİDİR
Şu anda Suriye’de öldürülenlerin sayısı 600 bini aşmıştır. 600 Bin kişinin öldürüldüğü yerde hala katil Esed’in görevde kalmasını savunmak , insanlık adına bizler için utanç vericidir. Mazlumlara ülkelerini açması gereken ülkelerin , tam tersine sınırları kapatmasını utançla izliyoruz. Türkiye dışardan yardım gelse de gelmese de bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir. Suriye , Irak’tan gelenlere dil, din , ırk ayrımı yapmadan ev sahipliği yapmaya devam edilecektir. Bölgedeki sorunlar çözülmeden mülteci krizinin çözülmesi mümkün değildir. Şimdi de terörizm konusuna geliyorum. Terörizm her geçen gün yeni biçimlere yeni formlara bürünerek dünyayı tehdit etmeyi sürüdüryor. Türkiye’nin 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadığı darbe girişimi bir yönüyle de terörizmin ilk defa görülen yeni biçimidir.
ON BİNLERCE İNSAN TOPLANMIŞ BİZİ BEKLİYORDU
PKK, PYG, DAEŞ gibi terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye, 15 Temmuz’da kendi ordusuna sızan teröristleri ne yazık ki milletimizin vergileri ile alınmış f16, tank, tüfekleriyle kendi halkını yok etmeye teşebbüs etmiştir. Bu saldırıda 241 vatandaşımız şehit, 2194 vatandaşımız yaralanmıştır. Ben milletimle iftihar ediyorum, milletimle gurur duyuyorum. 4-5 Günlük tatil için ülkemizin bir bölgesindeyken, oradan sadece cep telefonuyla 4 ayrı televizyon kanalından halkıma seslendim ve kendilerini meydana çağırdım, havalimanlarına çağırdım, 81 ilimizde tüm halkımız meydanlara, havalimanlarına yürüdü. Ben havalimanına indiğim anda sadece apron ve terminal önünde on binlerce insan toplanmış bizi bekliyordu.
TÜM DÜNYAYI DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM
Onlar f16’lardan , helikopterlerin yağdırdığı mermilerden, üzerlerine gelen tanklardan korkmuyordu. Hatta tankların altına kendisini atan kadınlar, gençler vardı. Bundan dolayı parçalanan hanım kardeşlerimiz vardı. Bu demokrasi mücadelesiydi. Bu mücadeleyi onlar çok farklı şekilde verdiler. Milletimiz bu darbe girişimini püskürterek dünya demokrasi tarihinde yeni bir sayfa açtı. FETÖ denen bu örgütün Türkiye dışında 170 ülkede faaliyet gösterdiği unutulmamalı. Dini inanç, eğitim gibi durumları kendi çıkarları doğrultusunda istismar eden bu örgüte karşı tüm dünyayı duyarlı olmaya davet ediyorum.
YARIN BUMERANG GİBİ GELİR O ÜLKELERİ VURUR
Bu felaketin yarın hangi ülkede tekrar edeceği bilinemez. Biz bir kere daha buradan dostça uyarımızı yapıyoruz. Terör örgütleri arasında ayrım yapan her ülke, zira teröristin iyisi kötüsü olmaz. Teröristlerin hepsi kötüdür, hepsi lanetlidir, bunların hiç biri savunulamaz. Terör örgütleri arasında ayrım yapmak suretiyle eğer bir yerlere fatura çıkarılmaya çalışılıyorsa. Bileseniz ki bumereng gibi döner o ülkeyi vurur.
OHAL FETÖ MÜCADELESİ İÇİN İLAN EDİLMİŞTİR
15 Temmuz darbe girişimi sonrası ülkemizde ilan edilen OHAL sadece FETÖ yapılanmasıyla süratla mücadele etme, bu doğrultuda gereken düzenlemeleri yürütme amacına yöneliktir.
KAMUPERSONELİ.NET – ANKARA
