Gündem

Velayet Davaları Hakkında Yargıtay'dan Çok Önemli Karar

İstanbul’da, şiddetli geçimsizlik yaşayan çift boşanmak için mahkemeye başvurdu. Tarafları boşayan Aile Mahkemesi, çiftin 8 yaşındaki Efe’nin velayetini babasına verdi.

Aile Mahkemesi tarafından velayet hakkında yapılan açıklamada ise velayet davası açan anne boşanma davası sırasında davalı babanın, annenin çocuğu dövdüğü yönünde gerçeğe ve hayatın olağan akışına aykırı iftiraları nedeniyle müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiğini belirtildi.

Davacı olan anne ise çocuğunun koktuğundan dolayı ‘annem beni dövdü’ şeklinde beyanda bulunduğunu, bu hususun aksinin okulda tutulan ‘tutanaktır’ adlı belge ile ispatlandığını dile getirdi. Ayrıca babanın çocukla ilgilenmediğini, çocuğun okul dışındaki zamanını internet kafede geçirdiğini ifade eden davacı anne çocuğun tüm sorunları ile ilgilendiğini, çocuğun da kendisinin yanında kalmak istediğini ileri sürerek, babada olan velayetin kaldırılarak müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesini talep etti.

Mahkeme tarafından davanın reddine karar verildi. Bu karar temyiz edilerek Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğine dikkat çekti.

YARGITAY’IN KARARI

Mahkeme tarafından davanın reddine karar verildi. Bu karar temyiz edilerek Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Yargıtay tarafından ise velayet davalarında çocuğun görüşünün alınması kararlaştırıldı. Yargıtay’dan bu karar hakkında yapılan açıklama ise şöyle:

“İdrak çağında olan müşterek çocuğun uzmanlar tarafından alınan beyanında hem annesi hem de babası ile olmak istediğini ifade ettiği, herhangi bir tercihte bulunmadığı belirtilmiştir. Küçüğün kendi arzu ve isteklerini belirleyebilecek, bunları ifade edebilecek olgunlukta olduğu, bu nedenle çocuğun beyanlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Kaldı ki, dava tarihinden itibaren küçüğün yaşadığı veya yaşamak istediği ortamı değerlendirmesine imkan verecek, dolayısıyla velayeti konusunda görüşünün alınmasını gerektirecek ölçüde uzun süre geçtiği de görülmektedir. Açıklanan nedenlerle mahkemece yapılacak iş; yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocuğa, kendisini doğrudan ilgilendiren velayet konusunda danışılarak, görüşünü gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağının sağlanması; ifade edeceği bu görüşün, çocuğun kendi çıkarına ters düşmediği takdirde, buna önem verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır. O halde, aynı hususlara işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”

KAMUPERSONELİ.NET – ANKARA