Ekonomi

Ekonomi 1997’de Aldığı En Düşük Not Seviyesine Geri Döndü! CHP’li Aykut Erdoğdu’dan flaş açıklamalar!

Erdoğdu Moody’s’in geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin notunu Ba3 seviyesinden B1 seviyesine indirdiğini hatırlattı ve bu not indirimine, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın başında olduğu birimlerin bir savunma metni ile cevap verdiğini kaydederek şunları söyledi:

“Bu metinde, not indiriminin ne kadar haksız ve objektiflikten uzak olduğuna dair çokça ifade yer alıyor. Türkiye’nin notunun B1’e indirilmesi haksızlık da Türkiye’nin bir önceki notu olan Ba3 seviyesi haksızlık değil mi? AKP’nin liyakatsizliği teşvik eden politikalarına rağmen, Türkiye gibi potansiyeli yüksek, insan kaynağı ve AKP’nin tüm çökertme gayretlerine karşın, yüksek kurumsal yapıların belli bir oranda direnmeye çabaladığı Türk ekonomisi için, Moody’s’in ‘yatırım yapılabilir’ seviyenin alt limiti olan Baa3 düzeyinin altındaki hiç bir not kabul edilemez.”

Ekonomi 1997’de Aldığı En Düşük Not Seviyesine Geri Döndü! CHP’li Aykut Erdoğdu’dan flaş açıklamalar!

AKP iktidarının bir kez, o da 2013 yılında, Türk ekonomisini yabancı yatırımcılar nezdinde ‘yatırım yapılabilir ülke’ kategorisine sokabildiğini ifade eden Erdoğdu, şöyle devam etti:

“Bunun haricinde AKP iktidarının algılanması spekülatif seviyede. Sıcak paraya bağımlı ve üretimin tasfiye edildiği bir ekonominin farklı olması zaten beklenemezdi. Dolayısıyla tarihin gördüğü en fazla fon miktarının, faiz kazanmak için Türkiye’ye girişini başarı olarak algılamış olan AKP, not indirimlerinde nesnel olmamakla suçladığı derecelendirme kuruluşlarının, not artırma dönemlerinde ise şikayet etmiyordu. Oysa bugün düşen not hangi parametreler ışığında düşüyorsa, o gün de benzer parametreler ışığında yükseliyordu. Bu noktadan bakıldığında 2013-2016 döneminde geçerli olan not haricindeki hiçbir not, Türkiye ekonomisi gibi potansiyeli yüksek bir ekonomi için kabul edilebilir değildir.”

YÖNETİMİN KAABİLİYETSİZLİĞİ DIŞARIDAN DA GÖRÜLÜYOR

Moody’s’in not indirim gerekçesinde ifade edilen risklerin içinde, sistemin benzer biçimde yürütülebilmesi konusuna yönelik ifadelere de yer verildiğine işaret eden Erdoğdu, “Bunlardan en önemlisi, hükümetin ‘ekonomideki zayıflıkları tespit edip ona uygun politika uygulama konusundaki istek ya da kabiliyetinin varlığını sorgulayan saptama. Nitekim 2018 yılından beri ardı ardına açılan ve palyatif olmaktan öteye gitmeyen ‘reform paketleri’ bu saptamada konu ediliyor. Bu noktada, dışarıdan bakıldığında da ekonomi yönetiminin, ‘kapsamlı ve gerçekten çözüm olabilecek bir model oluşturacak’ kabiliyetten yoksun olduğu görülüyor” diye konuştu.

Erdoğdu, not indirim gerekçesinde yer alan diğer önemli ve endişe verici argümanın, net döviz rezervlerindeki azalışa paralel olarak dalgalı kur rejimi uygulamasına dair endişelerin belirtilmesi olduğunu vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi:

“Bunda özellikle, Merkez Bankası’nın şeffaflık ve bağımsızlığıyla ilgili bazı uygulamaların endişeleri artırdığı ifade ediliyor. Sonuçta liyakatten yoksun oyuncularla kumanda ekonomisi benzeri bir yapıya dönüşüm iradesi, sadece yurtiçindeki tarafsız ekonomistlerce değil, aynı zamanda yabancı yatırımcılara ve sermayeye yön veren kuruluşlarca da tespit ediyor.”

ALBAYRAK ORTADA YOK

Son günlerde ekonomiden sorumlu olan Berat Albayrak’ın “ortada görünmediğini” de ifade eden Erdoğdu, şirketlere 12 bankanın katılımıyla aktarılacak Ekonomi Değer Kredisi’nin Albayrak tarafından değil, Bankalar Birliği tarafından kamuoyuna ilan edildiğini hatırlattı. Ekonomi yönetiminin gerektirdiği sahiplenme azalınca konuya ilişkin “başkalarının” ortaya çıktığını kaydeden Erdoğdu, bu duruma STK Meslek Odaları İş Dünyası Toplantısı’nda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı, “yeni ve adil bir Kambiyo Rejiminin üstünde mutlaka çalışılması gerektiğini” ifade eden konuşmasını örnek gösterdi.

“Türkiye’de artık geldiğimiz noktada yapılması gereken boşu boşuna yararsız paketler açarak çok değerli zamanları heba etmek değil, gerçekten ekonomideki eksikleri, zaafları anlayarak kapsamlı bir model oluşturmak ve bunu uygulamaya koymak olmalıdır” diyen Erdoğdu açıklamasını şöyle tamamladı:

“Bu da tüm işlerin iktidara yakın olanlara değil, ehil kişilere verilmesiyle mümkün olur. Ekonomi yönetimi ve ona bağlı birimlerin neyi ne kadar iyi yaptıklarına dair boş laf yetiştirme çabalarını bir kenara bırakıp daha da zorlaşmakta olan ekonomik koşulların üstesinden nasıl gelineceğine dair somut çözümler üretmesi gerekmektedir. Aksi takdirde korkarız ki ekonomik koşullar açısından bugünümüzü dahi arar hale gelebiliriz.”           

Moody’s’in Türkiye’ye verdiği notların gelişimi şöyle:

(Açık gri renkli alan, değişik risk kategorilerinde yatırım yapılabilir nitelikteki notları ve açık mavi renkli alan da değişik risk kategorilerine göre spekülatif ve iflas niteliğini yansıtan notları konu almaktadır)