Maliye Bakanı Naci Ağbal'dan Önemli Açıklamalar!

İşte Bakan Ağbal'ın açıklamalarından Satır Başları: Varlık Fonu ve Otomatik BES Oluşturulacak Varlık Fonu uygulamasıyla Türkiye'deki pasif haldeki varlıkların aktif hale getirileceğini belirten Ağbal şöyle devam konuştu: 'Örneğin Maliye Bakanlığı'nın elin

İşte Bakan Ağbal'ın açıklamalarından Satır Başları:

Varlık Fonu ve Otomatik BES

Oluşturulacak Varlık Fonu uygulamasıyla Türkiye'deki pasif haldeki varlıkların aktif hale getirileceğini belirten Ağbal şöyle devam konuştu: “Örneğin Maliye Bakanlığı’nın elinde sahil bölgelerinde çok sayıda turizm tesisi var. Bunlar irtifa hakkı ile işletmecilere verilmiş yerler. Biz onlardan yıllık kira alıyoruz. Büyük bir varlık ama şu anda pasif. Biz bunu fon bünyesine devredersek tamamen profesyonel yönetim ilkelerine göre bu varlık menkul kıymetleştirilebilir. Gelirler de bu menkul kıymetleştirme yoluyla toplanabilir.”

Öte taraftan merak edilen bir başka konu var. 13 milyon çalışandan brüt ücretlerinin yüzde 3’ü düzeyinde kesilecek olan otomatik BES’te toplanacak fonların Varlık Fonu’nun içine konulacağı iddiaları. Öncelikle var olan gönüllü BES fonlarının ve 2017'den itibaren oluşturulacak otomatik BES'lerin profesyonel şirketlerce yönetileceğini belirten Ağbal, "Bu fonlarla ilgili önemli kurallar var. Burada değişik alternatifler var. Örneğin standart fonlar bono-tahvil gibi olabildiğinde sabit getirili enstrümanlara yatırım yapmak zorunda. Ancak örneğin Varlık Fonu öyle bir enstrüman üretir ki emeklilik şirketleri profesyonel bir yaklaşım ile fonu burada değerlendirebilir. Bu profesyonel yöneticilerin bileceği iş. Ancak şunu mutlaka belirtelim ki Hazine tasarruf sahiplerinin paralarının riski düşük getirisi yüksek varlıklarda değerlendirileceğine dikkat edecek. Bu nedenle Varlık Fonu piyasadaki aktörlerden herhangi birisi olacak." dedi. Varlık Fonlarının yapısına da değinen Ağbal şöyle devam etti: "Varlık Fonu uluslararası iyi uygulamalar örnek alınarak düzenlenecek. Bu fon yurtiçi ve yurtdışı piyasalardan kaynak temin edecek. Böyle bir şirketin kaynak temin etmesinin birinci yolu özel sektör mantığı ile çalışacak, kurumsal yönetim ilkelerine göre yönetilecek, mali tabloları uluslararası denetim şirketlerinin denetiminden geçecek ve şeffaf olacak."

Yerli Yatırımcıya Çağrı

Vergi affında peşin ödemelere uygulanacak indirim sebebiyle başvuru yapanların sayısında artış olacağını belirten Ağbal, taksitlerde de faiz oranlarının düşük olduğunu belirtti. Varlık barışı düzenlemesiyle ilgili olarak 2018’de ülkelerarası bilgi paylaşımının devreye gireceğini söyleyen Ağbal, artık ülkeler diğer ülke vatandaşlarının vergilerle ilgili tüm bilgilerini paylaşacağını belirterek, “Vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyorum. 2018’de dünyada sistem değişiyor. Gelin kendi ülkenizde yatırım ve üretim yapın. Paranızı burada değenlendirin. Güvenli liman arıyorsanız en güvenli liman Türkiye” dedi.

AKARYAKIT VE CEP TELEFONU VERGİSİ İNER Mİ?

"Şu an böyle bir durumun mümkün olmadığını söyleyen Ağbal, şöyle devam etti:"Ne zaman Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisinden gelişmiş ülkelerdeki kadar vergi alırsak o zaman akaryakıttaki vergi ile ilgili konuşabiliriz. O zaman akaryakıttaki vergi indirimi söz konusu olur."

Darbe Girişimine Karşı İş Dünyasının Tutumu

İş dünyasının darbe girişimi karşısındaki tutumundan dolayı iş dünyasına teşekkür ettiğini belirten Ağbal: "Gerek darbe girişimi karşısında gösterdikleri demokrasiye inanç, gerek darbeye karşı demokrasi ve hukuk devletinden yana dik duruşları takdire şayan. 15 Temmuz gecesinden itibaren sivil toplum örgütleri, işadamları bankalarımız demokrasiye, devletine, cumhuriyetine sahip çıktı. O günden bu güne işadamlarımızın ülkemize olan güveni daha da fazla arttı. Bu süreçte tüm toplum darbe girişimine karşı ortak tavır sergiledi. Ben hem işadamlarına hem bankacılara tutumlarından dolayı teşekkür ederim" dedi.

Batı İle Ekonomik İlişkiler

Son zamanlarda merak edilen bir konu da darbe girişimi sonları batı dünyasıyla olan ekonomik ilişkiler. Batı ile gerek kaynak gerek pazar konusunda sıkı ilişkileri bulunan Türkiye'nin Batı dünyası ile ilişkilerine de değinen Ağbal: “Türkiye büyümesini devam ettirmek durumunda. Bu nedenle tasarruflarımız da yeterli olmadığı için bizim mutlaka dış kaynak kullanmamız gerekir. Şu anda global atmosfer gelişmekte olan ülkeler lehine. Yatırımcılar gelişmiş ülkelerdeki negatif faizler nedeniyle gelişmekte olan ülkelere doğru yönelim içinde. Son 1 aydır ciddi anlamda bir akış söz konusu. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi olmasaydı Türkiye bu akıştan en fazla yararlanan ülke konumunda olacaktı” dedi ve ekledi: “Dövize, borsaya bakarsak durumun normalleştiğini görüyoruz. Yabancıların Türkiye’ye ilgisi de devam ediyor. Gerek faiz oranları gerek borsamızda firma değerlerine bakıldığı zaman yatırımcılar için cazip fırsatlar var.

Yatırımcı da bunu takip ediyor. Darbe sonrası Batılı ülkeler kendi anlayışları ile uygun olmayan tavır sergiledi. Bence çok kısa süre içinde yanıldıklarını görecekler. Görmeye de başladılar. Türkiye’nin hem bölge hem demokrasi için ne kadar önemli ülke olduğunu görmeye de başladılar zaten. Ülke olarak Avrupa Birliği üyeliği bizim için bir hedeftir. Gümrük Birliği’nin genişlemesi ve AB üyeliği çalışmalarını artırarak devam ettirmek istiyoruz. Türkiye’nin Batı ile olan ilişkileri gittikçe gelişecek.”

15 Temmuz Sonrası Ekonominin Durumu

15 Temmuz sonrası artık herkesin bilinçlendiğini ve bir daha böyle bir durumun yaşanmaması için "ne yapabiliriz" noktasına geldiğini belirten Ağbal: "Önümüzdeki dönemde Türkiye iktidar ve muhalefet olarak ekonominin gerekleri neyse onu yapacak. Son 1 ayda birçok yasayı Meclis’ten geçirdik. Bunların hepsini iktidar ve muhalefet beraber yaptık. Bugün üç parti bir araya gelip Anayasa görüşmeleri yapıyor. Güzel bir ortam oluştu, bunu kaybetmememiz ve kıymetini bilmemiz lazım. 15 Temmuz bizim için yeni bir diriliş vesilesi." dedi.

Kamupersoneli.net

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme