Öğretmen

Öğretmenlere Yazar Alatlı’dan önemli uyarı: Sisteme dışarıdan bakın!

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, SETA Vakfı ve Turkuvaz yayınları iş birliğiyle Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezinde düzenlenen etkinlikte öğretmenlerle bir araya gelen Alatlı, “Nasihatname” serisi kapsamında çıkardığı “Fesüphanallah” ve “Hafazanallah” kitaplarını tanıttı.

ÖĞRETMENLERE ÖNEMLİ UYARI

Öğretmenlerinin hayatında önemli bir yer edindiğinden bahseden Alatlı, kendisini 40 yıl sonra bile hatırlayan Emine öğretmeni anlatarak, “İki sınıf arkadaşım vardı, biri İlhami biri Nevzat. Bu çocuklar o kadar yoksuldu ki kışın kar yağarken tahta çantalarının üzerinde, elektrik direğinin altında ödev yaparlardı. Evde mum alacak para yoktu. Ben böyle bir eğitimden geldim. Benim evimde gaz lambası da lüx de yandı ama bu çocuklar bu şartlar altında okudu. Ben de okudum, haftada en az iki kez bitlendiğim bir okulda okudum. Neredeyse hafta sonu başımıza gaz yağı sürüldü. Tuvaleti dışarıda olan Alparslan İlkokulu’na giderken her gün birer tane tezek götürürdük. Yakıt yoktu. Öğretmen bir yandan soba yakmaya çalışırdı. O kadar soğuktu ki kalem tutamadığımı bilirim.” Dedi.

İNSAN YOKSULLUĞA ŞÜKÜR DUYAR MI?

Ayrıca, “Bilinen bir yazar oldum, bir sürü şeyi yırtarak oldum ama geriye baktığım zaman, ben böyle bir çocukluk ve gençlik geçirmeseydim bunların hiçbiri olmazdı.” diyen Alatlı, “Bunu biliyorum. İnsan yoksulluğa şükür duyar mı? Ben duyarım. Bu arabesk bir tutum değildir, öyle kalsın anlamına da gelmez ama yoksulluğu tanımak çok önemli. Çünkü insanı çok güçlü kılıyor. Onun etrafından nasıl dönebileceğinizi, nasıl bir hamleyle tekrar ortaya çıkabileceğinizi görüyorsunuz. Ders alırsanız eğer müthiş bir avantaj olabiliyor.” İfadelerini kullandı.

SİSTEM ÖĞRETMENİ YETİŞTİRİYOR!

Öğretmenlere önemli uyarılarda bulunan Alatlı, “Sistem öğretmeni yetiştiriyor, öğretmen dönüp tekrar sistemi yetiştiriyor. Buradaki kısır döngüyü görebiliyor musunuz?” dedi.

Alatlı, şunları söyledi:

“Dıştan etki gelmeden döndüğü sürece ‘vasatistan’dan kurtulamayız. Bu bir kısır döngü. Bu kısır döngünün bir yerde kırılması lazım ki ‘vasatistan’dan kurtulalım. Top siyasilerde değil falan değil sizde. Gelişmek için siyasilerin iki dudağının arasında bakmak zorunda değiliz. Dünya çok değişti, imkanlar çok büyük. İnternet var ve bilgiye ulaşmak çok daha kolay oldu. Bunu yapabiliriz. Bundan sonrası niyet meselesi halinde. Öğretmenler olarak sizin ne yapıp yapıp sisteme dışarıdan bakmayı öğrenmeniz, nerede bozukluk var onu görmeniz gerekiyor.”

Türklerin, bizim hepimizin bir zafiyetinin de tek başına kalmaktan korkmak olduğunu bilin. Bu bizim kadın veya erkek ciddi zaafiyetimizdir, ödümüz patlar. Bu ‘ne derler?’ sendromu. ‘Yahu ne derler, tek başıma kalırım, herkes aynı fikirde değil’ falan. Yırtacağınız nokta burasıdır. Öğretmenler, siz çok gençsiniz, çocuklara bunu öğretebilirsiniz. Yalnız kalırsanız incileriniz dökülmez.