Politika

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten 31 Mart Yerel Seçimlerine Yönelik Flaş Açıklamalar

Çelik’in açıklamalarından satırbaşları:

Kara propogandaları yoğunlaştırıyorlar. Bundan neyi kastettiklerini biz anlıyoruz. Türkiye’nin elinin güçlenmesini istemiyorlar. Bunların son zamanlarda yoğunlaştırdıkları haber alanlarından bir tanesi son derece meşru, yasal itiraz sürecidir. Hukuka göre yürüyen itiraz süreci hakkında kara propagandayı yürürlüğe sokuyorlar. Müthiş rahatsızlar. Kesinleşmiş bir sonuç olmadığı halde AK Parti’nin sonucu değiştirmeye çalıştıklarından bahsediyorlar. Türkiye’de sürecin şeffaflığından ya haberleri yok ya da yönlendirmek istiyorlar. Seçim neticesinde birtakım diktatörlere yakın gazetelerde Cumhurbaşkanımızın siyasi hayatıyla ilgili haberleri ibretle not ediyoruz.

Cumhur İttifakı’nın seçimlerden yüzde 52’ye yakın oy alması, önümüzdeki 4,5 yıl istikrarın devam edecek olması bunları ciddi bir şekilde rahatsız ediyor. Erdoğan eşittir Türkiye  diyerek, Erdoğan’ın eli zayıflarsa masada Türkiye’ye istediğimizi yaptırırız diye hareket ediyorlar. Milletimiz dünyanın gıpta ile baktığı katılım oranıyla seçimlere katılmıştır. Bu kara propaganda çevrelerin aksine memleketimizin, milletimizin çıkarları takip edilecektir.

Bu itiraz süreci sadece AK Parti’nin sandıkların başında bulunarak yürüttüğü bir süreç değildir. Sürecin patronu hukuktur, yani YSK’dır. YSK çok başarılı seçimler yürütmüştür. Dünya ve demokrasi tarihine altın harflerle geçmiştir. Her partiden vatandaşlarımız bu süreci gözlemleyebildiği gibi bu sürece yakınen şahit oluyorlar. Panik atak siyaseti yapmamak lazım. CHP yönetiminin ‘bu süreç durdurulsun’ yaklaşımında süreçten duyulan rahatsızlık nedir? Panik atağa gerek yoktur. Bir sürece ikinci sonuca saygı göstereceğiz. Sonuç olarak vatandaşımız ne derse o olur. Seçim kurulları çok şeffaf. Keşke o kurulların olduğu yerde bu çalışmaları yürütürken gerekirse kamerayla herkesin izleyebileceği şekilde Türkiye’ye yayın yapılsın.

Keşke tüm vatandaşlarımızın, köylerdeki vatandaşlarımızın cep telefonlarıyla izleyebileceği bir süreç olsa. Siyaseten buna saygıyla yaklaşmak Türkiye’nin en büyük gücüdür. Bizim verdiğimiz mücadele sivil siyasetin güçlenmesi, demokratik geleneklerin pekişmesi, demokrasi bilincinin kuvvetlenmesi meselesidir. Süreci akamete uğratmaya çalışmamak lazımdır. Teşkilatlarımızın, kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın büyük teveccühü ile ulaşmaya çalıştıkları her bir AK Parti’nin ortaya çıkması için bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu aynı zamanda başka partilere oy veren vatandaşlarımızın heba olmuş oyu varsa onun da ortaya çıkmasını sağlıyor. Şundan herkesin müsterih olması lazım, hiçbir oy heba olmasın.

AK Parti geleneğinde hiçbir zaman açık oy, gizli tasnif olmamıştır. Açık oy, gizli tasnif geleneğinin CHP siyasi tarihinin büyük bölümünü dolduran bir gelenek olduğu biliniyor. Bu eleştirilerini ifade ederken dikkatli üslup kullanmaları gerekir. Kendi tarihleriyle yüzleşmeleri gerekmektedir. Seçilmiş iradeye tutum alan, muhtıralara, yargı vesayetine, askeri vesayetine destek veren gelenek CHP’nindir, bizim geleneğimizde yeri yoktur. Hak edilmemiş zaferlerle, yargı ve askeri vesayetle milletin iradesini çalarak Türkiye’de rol oynayanların hangi geleneğe ait olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Sürecin patronu YSK’dır. Bazı yerlerde gerginlikler duruyoruz. Lütfen vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Bu meseleyi partiler arası kavga gibi görmesinler. Bu partiler arası bir kavga değil milletimizin iradesinin tam olarak tecelli etme mücadelesidir. Siyasi ve hukuki ilkelere uygun bir şekilde yapılmaktadır. Bunu hukuki prensiplere uygun olarak yürütüyoruz. AK Parti’nin hiçbir oyunun zayi olmamasını sağlayacağız, aynı şekilde hangi partiye oy vermiş olursa olsun her vatandaşımızın oyu yerini bulacaktır. Hepimiz herkes demokrasinin tarafındayız, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir tarafındayız.

Her hâl ve şartta milletimizin tamamı kazanır, hiçbir ferdimiz kaybetmez. Sonuç olarak millet, demokrasimiz olarak kazanacaktır. AK Parti geleneği ödenmiş bedellerle dolu bir gelenektir. Biz sivil siyasetin, demokrasinin güçlenmesi için oligarşik sistemle mücadele ettik, mücadeleyi sürdürüyoruz. Milletimiz ne derse o olur. Türkiye’nin sahibi millettir. Sandık yoluyla ‘Türkiye’yi şunlar yönetsin’ der, hepimiz o talimatı alır gayret sarfederiz. Bütün partiler sandık seçim tutanaklarına, sandık döküm tutanaklarına baksınlar. Net, sakin, hukuka uygun, sürece ve sonuca saygılı olarak bir sürecin içindeyiz. Herhangi bir panik atak siyasetindekileri soğukkanlı olmaya davet ediyoruz.

Islak imzalı, mühürlü sandık sonuçlarıyla YSK’ya bildirilen sonuçlarla ciddi hatalar görülmüştür. Bunun düzeltilmesi için girişimlerimizi sürdüreceğiz. Vatandaşımızın oyuna duyduğumuz saygı gereği, güçlü bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Hiçbir anormallik olmayan, vatandaşlarımızın gayet müsterih olması gereken süreç yürütülmektedir. Herkes elindeki sonuçlara baksın, kurullardan çıkan sonuçlara da baksın. Gayet rahat ve açık süreç yürüyor. Bizim oylarımızın arttığı oyların olduğu gibi zaman zaman CHP’nin de arttığı oylar oluyor. Bu süreci bir husumet, kavga süreci değil hakkın ve adaletin tecelli etme süreci olarak görmek lazım. Partilerimiz ne olursa olsun hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Her vatandaşımızın ve siyasi şahsiyetin Anıtkabir ziyaretinden memnuniyet duyarız. CHP adayının ziyaretinde ise Anıtkabir defterine attığı imzada malesef bu saygıyı zedeleyen ve istismara yönelik bir ifade ortaya çıkmıştır. YSK kesin kararını vermedi. İtiraz süreci devam ediyor. Herhangi bir kimseye yetki ya da mazbata verilmemiştir. CHP adayı ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ olarak imza atmıştır. Anıtkabir defterinin böylesi bir istismarda kullanılması saygısızlık olmuştur. Bu ziyaretleri, bu aziz hatıraya saygının ötesine taşırarak, birtakım kişisel çıkarlar için kullanmak saygı duyulacak tavır değildir, istismardır. Her önüne gelen o deftere istediği makamın sıfatını kullanarak imza atarsa son derece saygısızlık bir iş olur. Keşke oraya imza olarak ‘CHP heyeti’ diye imza atsalardır.