Politika

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki'den İktidara Güven Oyu

 Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, geçici olarak yaşanılan sıkıntılardan dolayı Türkiye’nin biraz bilimden, teknolojiden uzaklaşmış olabileceğini belirterek, “Ama biz asli gündemimize dönmek zorundayız. Bu iklimi de sağlayacak olan siyasi iktidarlardır. Zamanında nasıl Mimar Sinan’ın önünü açan Kanuniler varsa, ilim adamlarının çamurundan bile şeref duyan ecdadımız varsa, bugün de aynı ortamı sağlayacak olanlar siyasi iktidarlardır.” dedi.

Özhaseki, TÜBİTAK ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Kayseri Bilim Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada, böyle bir tesisin açılmış olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Anadolu Harikalar Diyarı’nın içine yapılan bilim merkezinin inşa süreciyle ilgili bilgi veren Özhaseki, şunları söyledi:

“TÜBİTAK, bu bilim merkezi projelerini büyükşehirlerde uygulamak istediğini söylemişti. Binayı biz yapacaktık, içerisini onlar donatacaktı. Buraya hafta sonu 50-60 bin insan geliyor, hafta içi ise 10-15 bin kişi geliyor. Eğlenirken, gezerken, keyif yaparken burada da takılsınlar istiyorum. Yani gençler bir taraftan da bilimin ucundan tutsunlar istiyorum. Özellikle 1950’li yıllarda bizim geri kalmışlığımızın bir neticesi olarak büyüklerimizden şu sözü hepimiz çok duyduk; ‘İcat çıkarma, konuşma’. Halbuki icat çıkarmak lazımdı. Hatta bizi okutmadılar, ‘Ne işin var oğlum okulda, con mektebine gidip ne olacaksın, gel buraya dükkan var, tezgah var.’ derlerdi. Bizim Kayserililer doğru düzgün okula bile gitmediler. Bunun acısını hep içimizde hissettik. Halbuki biz bilgiyi yitik bir mal olarak gören Peygamberin ümmetiyiz.”

KANUNİ OLMASAYDI MİMAR SİNAN OLMAYABİLİRDİ

Özhaseki, tarihte ilk tıp fakültesinin bin 200’li yıllarda Kayseri’de kurulduğunu, ilk ameliyatların burada yapıldığını, sadece tıp alanında değil astronomi, matematik gibi alanlarda da geçmişte büyük dehalara sahip olunduğunu belirtti.

Türkiye’ni geçmişinde derin bir kültür ve bilgi birikimi olduğuna dikkati çeken Özhaseki, şöyle devam etti:

“İbn-i Kemal, Farabi, İbn-i Sina bunun gibi sayabileceğimiz onlarca isim var. Bunlar nasıl olmuş, kendi döneminde buna uygun bir ilklim var. Kanuni olmasaydı eğer Mimar Sinan herhalde olmazdı, Yavuz’un anlayışı olmasaydı bu büyük imparatorluk kurulamazdı. Geçici olarak yaşadığımız sıkıntılardan ötürü biraz bilimden, teknolojiden uzaklaşmış olabiliriz ama biz asli gündemimize dönmek zorundayız. Bu iklimi de sağlayacak olan siyasi iktidarlardır. Zamanında nasıl Mimar Sinan’ın önünü açan Kanuniler varsa, ilim adamlarının çamurundan bile şeref duyan ecdadımız varsa, bugün de aynı ortama sağlayacak olanlar siyasi iktidarlardır. Biz elimizden geleni yapıyoruz. 14 yıllık iktidarımız döneminde üniversite sayımızın kaça çıktığı belli, FATİH projesiyle nereye getirmek istediğimiz belli, bütçemizin en büyük kısmını nereye ayırdığımız da belli.”

Özhaseki, özellikle son günlerde Yavuz Sultan Selim için söylenen sözlerin kendisini rahatsız ettiğini aktararak, “Bir milletvekili ‘katil’ diyebiliyor, bizim tarihteki en büyük değerimiz için, yazıklar olsun, diyecek başka bir şey bulamıyorum. Selçuklu da bizim Osmanlı da bizim Cumhuriyet de bizim. Biz tarihimize sahip çıkarak ayakta kalabiliriz. Küfür ederek, ayrıştırarak, dışlayarak ayakta kalamayız. Yavuz’un bilim adamlarına verdiği değeri anlattık. Bizim iftihar ettiğimiz bir zata ne yazık ki bunları söyleyebilecek kadar tarihini bilmeyen, suni düşmanlıklar üreten insanlar çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.

TÜBİTAK BAŞKANI ERGİN

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin de daha önce Konya, Kocaeli ve Bursa’da Bilim Merkezleri açtıklarını, bu merkezlerin bilim kültürünü oluşturmada önemli rol oynadıklarını söyledi.

Bilim merkezlerinin gençler kadar yetişkinlerin de ilgisini çekebileceğini ifade eden Ergin, şöyle konuştu:

“Umuyoruz ki bu tür faaliyetlerle hafta sonu tatillerini büyükşehirlerde alışveriş merkezlerinde esir olarak geçiren ailelerimizi, daha kültürel daha birbirlerine yakınlaşabilecekleri bir taraftan da ülkenin geleceğine atılmış tohumları yeşertebilecekleri bilim merkezlerine kavuştururuz. Bilim merkezlerinin bu özelliği gelişmiş toplumlarda başarıyla yürüyor. Dünyada 2 bin 400 bilim merkezini her yıl yaklaşık 290 milyon insan ziyaret ediyor. Türkiye’de ne seviyedeyiz diye bakarsak, Konya Bilim Merkezimizi ayda ortalama 20 bin kişi ziyaret ediyor. Ziyaretçi sayısı her geçen gün artıyor. Şunu da görüyoruz ki Konya’ya Hakkari’den bilim merkezimizi gezmeye gelenler var. Bu noktada edindiğimiz iyi ve kötü tecrübeler de var. Ne yazık ki TÜBİTAK olarak yaptığımız yatırımların etki analizleri konusunda nispeten zayıfız. Yani böyle bir merkez açıldığı zaman bunun devletimize, milletimize olan etkisini ölçme konusunda zaafiyetler görüyoruz. Bunlardan biri de bilim merkezlerine ziyaretlerde bulunan kişilerin demografik yapısına yani hangi eğitim seviyesinden hangi coğrafyalardan insanlar buraya akın ediyorlar, bunların çetelesini tutmaya ihtiyacımız var.”

Ergin, bilimin uygun bir iklim bulduğunda, şartlar sağlandığında doğduğuna dikkati çekerek bilim merkezlerini gezen çocukların, gençlerin kendilerine güvenerek bilim insanı olmaya buralarda karar vermelerini dilediklerini vurguladı.

BİLİM MERKEZİNİN ETKİLERİ BÜYÜK

Bilim merkezlerinin gençler üzerindeki etkilerine işaret eden Ergin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gençliğimizi etkisi altına almış olan taklit etmek, takip etmek, ‘bilgi eğer Google da yoksa hiç yoktur’ gibi yanlış anlayışların önüne geçmek için bu tür bilim merkezlerini kullanmamız lazım. Kendisi olmayan bir toplumun ancak başkası olacağını bilmemiz ve burada kendimizi yansıtmamız lazım. Kendi değerlerine sahip çıkamayan bir toplum sadece esir oluyor, taklitçi oluyor. Google’ı gökten inme bir maharet sanıyor. Bilim Merkezi oluşturmak ‘binayı açtık bitti’ denilecek bir şey değil. TÜBİTAK olarak buraya bakış açımız biz bir marş motoru görüyoruz, bu araba motorunu çalıştırmak için ilk suyu, ilk bilgiyi ilk yetenekleri biz doldurmaya çalıştık. Burayı etkin olarak canlı tutmalıyız. Sembolik de olsa bir giriş bileti uygulamasının iki bakımdan önemli olacağını düşünüyoruz. Getireceği para önemli değil ama kim gelmiş kim gitmiş hem bunu tespit edebiliriz bilet sayesinde hem de sürdürülebilirliği açısından önemli.”

Kamupersoneli.net | AA