Politika

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açık Grup Toplantısında Açıklamalarda Bulundu

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 24 Haziran seçimlerinden sonra partisinin ilk açık grup toplantısında açıklamalar yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları;

(Enis Berberoğlu) Hiçbir suçu yok. Bir siyasal tutsak olarak hapiste tutuluyor. Yargının iflas ettiğini gösteriyor bir başka anlatımla. 399 gündür hapiste. Seçimler oldu, öncesinde savcılığa başvurdu, ‘herhangi bir  suçu yoktur’ diye kağıdını aldı.

Sonra YSK’ya gidildi. YSK da ‘Hiçbir suçu yok, milletvekili olabilir’ dedi. Seçimler yapıldı ve Enis Berberoğlu milletin iradesiyle İstanbul Milletvekili olarak seçildi. 399 gündür hapiste. Yargıtay’da dosyasına bakılmıyor. Niçin, hangi gerekçeyle bakılmıyor? Anayasanın 83. maddesi açık, geçici 20. maddesi açık. Derhal oturup karar almaları ve Enis Berberoğlu’nun serbest bırakmaları lazım. Dokunulmazlık kazandı çünkü.

ANAYASANIN 138. MADDESİNİ OKUYORUM

Enis Berberoğlu şu an hangi gerekçeyle hapiste ve neden aramızda değil. Anayasanın 138. maddesini okuyorum: “Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz”. Bu kadar açık ve net. Ama bu kürsüde geçen yasama döneminde hakimlere talimat verildiğini ve telkinde bulunulduğunu belgeleriyle açıklamıştım.

YARGIYA GÖLGE DÜŞÜRMEYİN

Şimdi sormak istiyorum. Vicdani kanaatinizle, hukukun üstünlüğü ilkesine göre mi karar vereceksiniz yoksa sarayın telkinlerine göre mi karar vereceksiniz? Yargıya en büyük itibar kaybını yargı mensupları veriyor.

Hakimin hukukun üstünlüğüne göre karar vermesi lazım. Sayın Berberoğlu’nun içeride kaldığı her saat, her dakika bir hukuksuzluk örneğidir. İlgili yargıçlardan özellikle istirham ediyorum, yargıya gölge düşürmeyin, derhal gereğini yapın. 

EREN ERDEM ESKİ MİLLETVEKİLİMİZ

Eren Erdem. eski milletvekilimiz. Milletvekiliyken hakkında soruşturma açılmıştı, açılabilir. 29 Haziran’da gözaltına alındı ve tutuklandı. Normalde davası 19 Eylül 2018’deydi. 19 Eylül’den 29 Haziran’a alındı. Niçin, hangi gerekçeyle? Nereden, kimden talimat aldılar? Efendim ‘Yurt dışına kaçabilir’… Dokunulmazlığı kalktıktan sonra tam 39 kez yurt dışına gitti ve geldi. Kaçsaydı Eren Erdem o zaman kaçardı. Ayrıca Eren Erdem neden kaçsın ki? Suçlu değil ki, suçsuz bir insan neden kaçsın.

Ne diye tutukluyorlar? ‘FETÖ üyesi olmamakla beraber, iltisak’ falan diye bir takım laflar var orada. Eren Erdem’in yazdığı bütün kitaplar FETÖ’nün Türkiye için ne kadar tehlikeli olduğuyla ilgili. 9 kitabı var. Türkiye’de yargının hangi noktaya geldiğini görmek için bu örneği verdim

GEREKÇE NEYE DAYANIYORLAR

Gerekçe neye dayanıyorlar? Gizli tanık. Karşı gazetesinde çalışırken, o dönem milletvekili değil. Karşı gazetesinin sahibi cep telefonuyla bir mesaj gönderiyor, ‘Buna Turgay Ogur vasıtasıyla ulaştılar. Vergi borçlarımı kapatacaklar. Senin hakkında bazı suçlamalar yapmamı istiyorlar’. Bu mesaj geliyor, bu mesajı açıklıyor. ‘Sen neden gizli tanığı açıkladın’ diye suçlamada bulunuyorlar. Gizli tanık açıklandı ne, adam zaten söylüyor. Yargının içinde bulunduğu perişan hali hepinizin bilgisine sunuyorum.

Ortada yargılama falan yok. Bu yapılan yargısız infaz. Ama hiçbir hakim unutmasın. Nereye giderseniz gidin sizi izlemek, takip etmek ve teşhir etmek benim boynumun borcudur. Sanıyorlar ki biz böyle baskı kurdukça, milletvekillerini hapse attıkça, para cezaları verdikçe Kılıçdaroğlu geri adım atacak. Sizin feriştahınız gelse geri adım atmayacağım. Her ortamda ve her yerde hakkı, hukuku ve adaleti savunacağım. Dava benim şahsi davam değil,  tüyü bitmemiş yetimin davasıdır bu dava. Adalet istiyoruz, hakkı ve hukuku istiyoruz. Adaleti yargıç eliyle çiğneyeceksin… Cübbeni çıkaracaksın geleceksin buraya, sana nasıl ders verilir ben göstereceğim. 

TÜRKİYE’DE ADALET YOKTUR

Anayasa Mahkemesini tanımayan, ‘Anayasa Mahkemesi kimdir’ diyen hakimi Yargıtay’a atadılar. Yargıtay için yüz karasıdır. Peki yarın birisi de çıkar ‘Yargıtay’ı tanımıyorum’ derse ne olacak?

Hukuksuzluğu bize hukuk kültürü olarak yutturmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin geldiği durum budur. Hepimizin bu konuda son derece dikkatli davranması ve bunu bütün herkese anlatmamız lazım. Türkiye adaletin olmadığı bir ülkedir.

TREN KAZASIYLA İLGİLİ RAPOR HAZIRLAYACAĞIZ

Tekirdağ Çorlu’da bir tren kazası yaşadık. 24 vatanadaşımız hayatını kaybetti, 318 de yaralımız var. Derhal bölgeye Genel Başkan Yardımcımız Faik Öztrak başkanlığında bir heyet görevlendirdik. Bütün bölge milletvekilleri oraya gittiler, araştırmalarını yaptılar, bir rapor hazırladılar.

Yarın bu raporu Çorlu’da kazanın olduğu yerde açıklayacağız. Önce şunu ifade etmek isterim. Ulaştırma Bakanı hemen bir açıklama yaptı, ‘Aşırı yağışlar nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalmasından kazanın kaynaklandığını’ açıkladı.

Zaten fotoğrafta da görülüyordu. Menfez ile ray arasındaki açıklık aşırı yağıştan değil, o toprağın yeteri kadar baskılanmamasından kaynaklanıyor. Diğer yerlerde değil de niye orada? Bütün bunların araştırılması lazım. Önümüzdeki süreçte konuyu TBMM’ye getireceğiz. Bütün ayrıntılarıyla araştırılmasını isteyeceğiz. Hem hayatını kaybedenlerin hem yaralıların haklarını arayacağız.

PANKARTLAR’DA ODTÜ’LÜ ZEKASI VAR

ODTÜ’nün bir geleneği vardır, her yıl diploma törenleri yapılır, mezun olanlar ellerinde karikatürler veya vermek istedikleri mesajlar vardır, pankartlarla kamuoyuna yansıtırlar. Veliler büyük bir özgüvenle çocuklarını izlerler. ODTÜ Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden biridir. Gelenekleri, laboratuvarları, tekno parkı, kamuda ve özel sektörde başarıyla görev yapan çalışanları vardır.

Dolayısıyla ODTÜ’de öğrenci olmak başlı başına bir ayrıcalıktır. ODTÜ’lüler taşıdıkları pankartlarda ki hiçbirinde hakaret, şiddet yoktur ama ODTÜ’lü zekası vardır. O zekanın farkına varmak için de ayrıca zeki olmak gerekir. Zeki değilsen ben sana ne söyleyeyim kardeşim. ODTÜ’lülerin bir başka özelliği var. Herkes birbirine ‘Hocam’ der. Çaycısı da rektörü de kantincisi de ‘Hocam’ der. Kimse birbirinden üstün değildir, birbirinden öğreneceği var.

ODTÜ’lüler hiçbir zaman ‘reis’, ‘başkan’ diye laflar kullanmazlar. Çünkü ne reise ne de başkana tahammül ederler, herkesin aynı kültüre sahip olması gerektiğine inanırlar. Öğrenciler, Penguen dergisinde 13 yıl önce yayımlanan bir karikatürü taşıyor. Adı ‘Tayyipler Alemi’. ‘Bunu neden taşıdınız?’ 13 yıl önce yayımlanmış, yargılanmış, beraat edilmiş. Beraat kararını veren hakim, hukukun üstünlüğüne göre karar vermiş ve güzel şeyler söylemiş. 13 yıl sonra geldiğimiz noktaya, demokraside ne kadar geriye gittiğimize bak.

Kamupersoneli.net I ANKARA