Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Seçim Açıklamaları (Anket Sonuçları, Bakanlıklar, Ek Gösterge, AB, Yerli Otomobil, F-35 Uçak Alımı)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçim çalışmaları kapsamında bir televizyon programına konuk oldu.

NTV ve Star TV ekranlarında yayınlanan ‘Seçime Doğru programında Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik’in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan; seçim gündemi, seçim sonuçları, yerli otomobil, memurlara ek gösterge, anket sonuçları ve bedelli askerlik gibi başlıklar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI

Nazlı Çelik: Daha önümüzde bir buçuk yılda varken seçime gidiyoruz. Erken seçim kararına karşı olduğunuzu da biliyoruz. Erken seçime neden gidiyoruz? 

Recep Tayyip Erdoğan: Öncelikle bizi izleyen tüm halkıma milletime en kalbi duygularımla selam ve sevgilerimi sunuyorum. 24 Haziran seçimlerinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Tabi bu bizden kaynaklanan bir durum değil. 18 ay gibi bir süreç söz konusuydu. Fakat ana muhalefet sürekli bir erken seçim talebi içinde oldu. Daha sonra şu anda Cumhur İttifakı’nı oluşturduğumuz sayın Bahçeli’nin de böyle bir talebi zuhur edince biz arkadaşlarımızla bir değerlendirme yaptık. Fakat grup toplantısını yaptığım günün erkesinde de benim sayın Bahçeli ile bir randevum vardı. Bu açıklama da yapılınca ben hemen gerek sayın başbakan gerek icradan arkadaşlarımla kısa bir görüşme yaptık. Bu görüşme ile birlikte de ben grup konuşmamda buna değinmemle birlikte biz bu adımı artık atalım dedik. Arkadaşlarla görüşmeyi ayıp daha sonra bu adımı atma kararı verdik. Bir defa sürekli Türkiye’yi bir erken seçim karmaşası ve dedikodusu içinde tutmamın piyasalarda meydana getirdiği olumsuzluklar söz konusu. Aslında bizim ekonomik olarak Türkiye’nin durumunda bir sıkıntımız söz konusu değil. Ama tabi bu uluslararası piyasalara pek olumlu bir yansıma yapmıyordu. Onlar yine burada bir puslu havayı sevdiler. Biz 2019’da zaten bakanlık sistemine geçiyoruz. 16 Nisan’da bunun ilk adımını zaten attık. Ama asıl büyük adım 2019’da olacaktı. Baktık bunlar baya hevesliler baya kararlılar böyle bir Cumhur İttifakı da oluşunca bu adımı atalım dedik. Arkadaşlarımın da bu konudaki kararlılığı ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin kararlılığı BBP’nin biz sürece katılıyoruz demesiyle bu adımı atmış olduk.

Nazlı Çelik: Elbette siz anketler yaptırıyorsunuz. Partinizin ve elinizdeki anketlerde son veriler nasıl acaba? 

Recep Tayyip Erdoğan: Rakam vermeyeyim ama meydanların dilini biraz iyi bilirim. Çünkü hayatım hep bu meydanlarda geçti. Bu ülkenin 81 vilayetini sürekli tarayan bilen bir insanım. Ve bu ta siyasette gençlik teşkilatlarından itibaren bilen bir insanım. Partimizi zaten kurduğumuz andan itibaren de özellikle durmaksızın çalıştık. Şu anda da kamuoyu araştırmalarına baktığımızda da bir defa herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. 1. Turda biteceği çok açık ve net görünüyor. Şahsım üzerinde hakkımın ciddi bir ittifakı var. Parlamentonun oluşumunda da diğer partilerle mukayese edilemeyecek şekilde bir fark söz konusu. Bugün Adıyaman’daki mitinge devasaydı. Adıyaman 5 milletvekili çıkarıyor. Bundan öncede 5 milletvekilinin 4’ünü biz almıştık. Bu bütünleşme yollarda çok çok iyi. Sadece meydanın dili değil siz meydana giderken yollarda halkın ilgisi alakası ne? Buna baktığımız zamanda çok çok iyi bir durum görüyoruz. Yarın Konya ve Aksaray’a gideceğim. Oralarda da yine büyük bir katılımın, ilginin, alakanın olacağını görüyorum. Aksaray’ın 3’tü 4’e çıktı şimdi milletvekili sayısı. Aynı şekilde Konya’da da bir artış var. Temenni ediyorum ki bu ilgi, alaka ve artışlar bizim milletvekili sayımıza olumlu yansıması halinde güçlü bir parlamentoyu da oluşturacağız. Eğer Cumhurbaşkanının arkasında güçlü bir meclis olursa Cumhurbaşkanının şu andaki hükümet sisteminde çok daha süratle çok daha hızlı karar alma süreci doğacaktır. 

Nazlı Çelik: Güçlü Meclis çoğunluğu için kafanızdaki bir oy oranı nedir? 

Recep Tayyip Erdoğan: Burada oy oranından öte sandalye sayısı önemlidir. Bazı yerlerde oy oranı yüksek olmayabilir ama sandalye sayısı yüksek olur. Burada şunu hedefliyoruz demem doğru olmaz ama kesinlikle 300’ün üzerinde… 

Nazlı Çelik: Sadece AK Parti olarak mı ittifak olarak mı? 

Recep Tayyip Erdoğan: İttifak olarak konuşmak durumundayım bir sadakatimiz var. Ve bu sadakatimizi bundan sonraki süreçte de devam ettirmemiz çok çok önemli. Ben bu sadakate çok değer veriyorum ve koruyacağımıza da inanıyorum. 

Nazlı Çelik: 2002 yılından itibaren partinizin oy oranların hep yükselen bir grafik görüyoruz. Fakat bu kez çıtayı hayli yükseğe koydunuz 50+1 dediniz. Dönüp baktığınızda keşke bu kadar yüksek düşünmeseydik diyor musunuz? 

Recep Tayyip Erdoğan: Eğer parlamenter demokrasiyi dünyanızda tutsaydınız bu dediğiniz olabilirdi. Belki bir dönem daha böyle bir durum söz konusu olacak ama ben inanıyorum ki bu 50+1 konusu bundan sonraki süreçlerde birçok siyasi partiyi de bundan sonraki süreçlerde bir kenara koyacaktır. Şimdi bir Amerika’yı düşünün sadece cumhuriyetçiler ve demokratlar konuşulur. Artık halkın ilgisi alakası belli olmuştur. Yerleşik bir siyasi anlayış ve yapı orada oturmuştur. Aksi halde koalisyonların egemen olduğu ülkelerde bu o ülkelerine ekonomisini her şeyini alt üst ediyor. Bakınız en son İtalya’da öyle bir noktaya gelmişti ki kalktılar indirdiler. Yüzde 40 gibi bir orana düşürdüler. Fakat yüzde 40’la bile bu sorunu çözemedi. Seçimlerden çıktı ama hala hükümet kuramadılar. Bugün kurdular. Temenni ederiz ki kalıcı olsun. Çünkü İtalya birde istikrar sağlayamıyor. Biz 16 yıldır söyledik bizim siyasi anlayışımızda bir güven var iki istikrar var. Bizim siyaset anlayışımız güven ve istikrarın üzerine dayalıdır. Güven ve istikrarın olmadığı bir ülkede siz başarı bekleyemezsiniz.

Nazlı Çelik: Sizin Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğiniz ve partinizin mecliste çoğunluğu alamayacağınız senaryosu da dillendiriliyor. Bu senaryoya ne diyorsunuz? 

Recep Tayyip Erdoğan: Ben milletime bir defa ciddi manada inanıyorum. İhtimaller üzerinde bir defa siyaset yapmam. Ve milletime olan inancımı meydanlarda görüyorum. Milletim yürü dediği için de zaten yürüdük yürüyoruz. Hemen hemen Türkiye’nin geneline bütün illere kongreler için gittim. Hem salonlarda hem salon dışında adeta bir miting gibi bir toplantı bir konuşma yaptım. Oralarda yaptığım toplantılarda da nabzı yokladım. Oralarda halımın bize olan ilgi ve alakası bambaşkaydı. Şimdi kampanyaya başladık ve bugün 6. ilimizi yaptık maşallah gene meydanların dili yalan söylemez. Bu parlamentoya yansıyacağı gibi ben buradan milletimden bir şeyi özellikle rica ediyorum, ülkemin geleceği için güçlü bir meclis güçlü bir hükümet istiyorsak bizi özellikle Cumhurbaşkanlığında zayıf bırakmamamız gerekir. Çünkü Cumhurbaşkanının kanun yapma yetkisi yok sadece kararname çıkartma yetkisi var. Orada da oy verilmesi lazım ki güçlü bir meclis güçlü bir başkan bu işi süratle yürütelim ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne de ülkemizi çıkaralım. 

Nazlı Çelik: Emeklilere ikramiye yine 3 bin 600 ek gösterge gibi bu arada polisler vesaire hepsi memnun ancak binlerce mesaj geldiği için uzman jandarmalarda sizden bir müjde bekliyor bu konuda onu da iletmiş olayım. Bunlar seçim ekonomisine giriyor mu efendim?

Recep Tayyip Erdoğan: Biz bu tür adımları atarken bir defa hesabını yapmadan hiçbir şeyin sözünü vermem. Biliyorsunuz muhalefetin bundan önceki seçimlerde de halini gördük. Hiçbir yerde esamesi yok, bekara karı boşamak kolaydır, bakıyorsun bol kesenden dağıtıyorlar. Sen daha dur bakalım bir yetkin yok neye göre veriyorsun. Ben bir vereyim de diyor önümde bulduğum kasa neyse rahatlıkla boşaltırım. Çünkü bunların hayatı hep böyle geçmiş. Geçmişinde en basitinden ana muhalefetin başındaki zat SSK’nın başında olduğu zamanda hastanelerimizin durumu ortadaydı. Şimdi bizim hastanelerimizde böyle bir anlayış var mı? Bizim hastanelerimiz şu anda hepsi pırıl pırıl ve bunun ötesinde biz sağlıkta ciddi bir reform yaptık. Sağlıkta attığımızda bu adımla özellikle şehir hastanelerinde dünya ile yarışır hale geldik. 5 tanesinin açılışını yaptık. Bu 5 hastanemizin özellikle iftihar duyuyorum. Çünkü bunlardan biri Mersin birisi Adana birisi Yozgat birisi Isparta ve en son Kayseri’ye açtık. Şimdi önümüzde Ankara Bilkent var, bu aralar onun açılışını da yapacağız. Arkasından Elazığ ve Eskişehir var. 

Nazlı Çelik: Muhalefet 16 yıldır işbaşındalar diyor niye şimdiye kadar yaptılar diyor. Bu emeklilik vesaire 3 bin 600 ek gösterge isteseler de bir KHK ile yapsalar bizde destek verirdik diyor. 

Recep Tayyip Erdoğan: Biz 16 yıldır asla boş durmadık ve devraldığımız andan itibaren verilen ücretlerin biz çok çok üstünde ücretler verdik. Mesela 45 lira öğrencilere burs veriliyordu biz şu anda 500 liraya yakın bir rakama ulaştırdık. Öğretmenlerin, doktorların, hemşirelerin aldığı ücretler belliydi. Bu ücretler ciddi manada arttırdık. Bunlar Türkiye’yi takip etmiyorlar. Ne neydi nereye geldi bunlardan haberi yok bunların. Bizde öğretmen sayısı neydi şu anda ne? 300 bine yakın biz yeni öğretmen aldık. Bunların ücretleri de ne yazık ki bin liranın altındayken 3 bin liraya yakın hale geldi. Bu 16 yıllık süre içinde Türkiye sınıf atladı. 

Nazlı Çelik: Siz çıraklık, kalfalık ve ustalık olarak üçe ayırmıştınız ve yeni dönemde de büyük ustalık olarak adlandırıyorsunuz. Birincil önceliğiniz ne olacak? 

Recep Tayyip Erdoğan: Bizim tabi Türkiye ile ilgili yola çıktığımızda biz Türkiye’yi dört sütun üzerinde yükselteceğiz demiştik. Birisi eğitim, birisi sağlık birisi adalettir, birisi emniyettir. Bu sütun üzerinde ulaşım önemli, enerji önemli, tarım önemli, dış politika savunma sanayi önemli. Bütün bunlarla beraber dünyadaki bütün bu gelişmelere rağmen uzay bizim için önemli. Bize kendi yerli milli otomobilimizi üretmemiz lazım. CEO’su da belli oldu. Biz bunların hepsini aştık fakat şu anda ana muhalefetin adayı şahsımla alakalı 20 yıl geriden geliyor diyor. Bizim şu anda nasıl bir otomobil yaptığımızdan haberi yok. Bakın bizim şu anda planladığımız otomobil bu. 

Nazlı Çelik: “Kendisi yerli otonun kaportasındalar biz beyni ile ilgileniyor” demişti sayın Muharrem İnce. 

Recep Tayyip Erdoğan: Bunu söyleyen adam önce geçmişine bir baksın. Bunlar geçmişte Nuri Demirağ’ları gömen yok eden insanlar. Türkiye’ye ilk uçağı kazandıran insandı ve onun uçak fabrikasını bu Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti gaz ocağı fabrikasına çeviren zihniyettir. Bu daha çırak geçmişte neler olmuş haberi yok. Açsında biraz okusun bakalım Nuri Demirağ’ın bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti tarafından nasıl yok edildiğini. Beyniyle uğraşabilmesi için önce kendisinde bir defa o havsalanın olması lazım. O yok. Geldikleri yerden biz zaten hepsinin en olduğunu biliyoruz. Geçmişte ne yaptıkları ortada dolayısıyla ne yapacakları da ortada. Ama şu anda AK Parti zihniyeti bu adımı atarken şu anda onlar bunu bırakın diyor. Biz 2021’de elektrikli ve akıllı sürüşü olan bu otomobili üreteceğiz. Ben 5 tane babayiğit dedim çıktılar ve bir konsorsiyum oluşturdular. Başına da Mehmet Gürcan Karakaş diye bir arkadaşımızı Bosch’tan transfer ettik. Bu arkadaşımızla beraber inşallah bu süreci başlatacağız. Sayın İnce bunları konuşurken biz yol alıyoruz. Biz icraatçıyız lafçı değiliz. 

Nazlı Çelik: Başbakan Binali Yıldırım ne yapacak diye soruluyor. 

Recep Tayyip Erdoğan: Bunların hepsini 24 Haziran sonrası belirleyecek. Nasıl bir meclis oluşacak onu bir defa görmemiz lazım. Ben her akşam buralardan gittikten sonra sahura kadar onlarla çalışıyorum. Burada ben sadece bir basit ipucu vereyim. Kaç bakan olacak? Bizde bir de ofisler olacak. Bu ofisler kaç ofis olacak? Bu ofislerin işleri ne olacak? Bir de kurullar olacak ve bu kurullar kaç tane olacak? Ve bu kurullar nere ile bağlantılı çalışacak? Bunların icra görevi olacak mı olmayacak mı? 

Nazlı Çelik: Ofislerden kastınız nedir? 

Recep Tayyip Erdoğan: Birilerine malzeme vermeyelim. Bu ofisler direk Cumhurbaşkanlığı makamına bağlı çalışacaklar. Bu ofisler Cumhurbaşkanlığı makamının yükünü ciddi manada azaltacaklar. Ben bunların inşallah son hafta şematik olarak kamuoyuna açıklayacağım. 

Nazlı Çelik: Bu ofisler başkan yardımcıları ve bakanlar kurulundan bağımsız olarak çalışacaklar. 

Recep Tayyip Erdoğan: Tamamen dışarıdan, tamamen sivil illa özel sektör filan değil deneyiminin olması bizim için önemli. Teori ile pratiği iyi buluşturan, neticeye koşan, kalkıp bizi bürokraside engellemeyen yani bürokratik bir oligarşiyi biz orada görmeyeceğiz. Kurullar çok daha üretken olacak. Bunlarla biz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini çok daha pratik çalıştıralım, çok daha hızlı neticeye ulaşabilelim. Dünyadaki bütün sistemleri bu konuda gözden geçirdik. Bunlardan bu çalışmaları yaparak adımlarımızı attık. Bütün bu çalışmalarla birlikte mevcut yapıyı adeta bir kenara koyan diyebileceğim bir çalışma yaptılar. Buradan hiç esinlendiklerimiz yok mu? Buradan 7-8 tane bakanlık mesela durumunu koruyacak ama bunun dışındakiler ya birleştirilecek ya onlarda bir değişime gidilecek. 

Nazlı Çelik: Peki ofisler bakanların üzerinde mi olacak? 

Recep Tayyip Erdoğan: Hayır hayır. Bakanlar gene durumunu gücünü koruyacak ama ofisler Cumhurbaşkanının yükünü alacak. Kurullar bakanlıklara feedback sağlayacak. Bakanlarda o kurulları rasgele değil saygın olarak karşılayacak. 

Nazlı Çelik: Başkan yardımcıları yine kalacak tek veya iki kişi. 

Recep Tayyip Erdoğan: Mevcuda ihtiyaca göre o sayıları değerlendireceğiz. 

Nazlı Çelik: Peki seçime bir hafta kala kamuoyuna yeni kabineyi açıklamayı düşünür müsünüz? 

Recep Tayyip Erdoğan: Yok öyle bir şey olmaz. Bir hafta kala yapacağız iş bizim şu anda yaptığımız çalışmayla birlikte bizim hükümet yapımızı yeni yapıyı ben açıklayacağım. Ama burada kimler rol alacak onların üzerinde duracak halimiz yok. Milletimiz Türkiye Cumhuriyeti bundan sonra nasıl yönetilecek, AK Parti nasıl yönetecek bunu görmüş olacak. Ve oyunu da verirken buna göre verecek. Bu sistem ne Amerika’nın bire bir taklididir ne Avrupa ülkelerinin bire bir taklididir. Bu bize has olacak. Ona göre de uygulamasını yapacağız. Siz başkan olarak istediğiniz zaman oradaki birçok şeyyi rahatlıkla değiştirme şansına sahipsiniz. Bu da sistemin elastikiyetini getiriyor. Sisteminin elastikiyetini getirmesi sebebiyle de tıkanma burada olmayacak. 

Nazlı Çelik: Milletvekili aday listeniz çok konuşuldu. Özellikle bakanların listede geniş biçimde yer bulması tartışıldı. Milletvekilliğinden istifa ettirilip bakanlar kurulunda yer alacak isimler olabilir mi? 

Recep Tayyip Erdoğan: Olmaması için bir sebep yok. Bütün mesel aritmetik. Eğer meclisteki sayı sıkıntılıysa oradan alamazsınız. Eğer sıkıntı vermeyecek durumdaysa o zaman istifade edilebilir. Ama mümkün olduğunca daha çok dışarıdan yer alanların üzerinde durmayı planlıyoruz ki parlamentoya çok fazla yük olmayalım. Ama sıkıntı verecek durum yoksa parlamentodan deneyimi olan bazı arkadaşlarımızı değerlendirebiliriz o zaman. 

Nazlı Çelik: Naci Ağbal, Ömer Çelik, Mehmet Şimşek listede yoklar kendi istekleriyle mi aday olmadılar? 

Recep Tayyip Erdoğan: Tamamen kendi tasarrufları. 

Nazlı Çelik: Muharrem İnce ile belki de seçim sürecinin en çok tartışılan polemiklerinden biri. AK Parti kurulmadan önce Pensilvanya’ya gittiğiniz yönünde. Görüştüğünüzü söylediniz ama belediye başkanlığı döneminde görüştüğünüzü söylediniz 2-3 kere. Bunun içeriği neydi açıklayabilir misiniz? 

Recep Tayyip Erdoğan: Bunlar bizzat o zaman belediye başkanı olmam hasebiyle de onlarında kendilerine has ihtiyaç talepleri vesaire filan bunlara yönelik şeyler. Benim yani Gülen’le başbakanlığım döneminde zaten Cumhurbaşkanlığı döneminde hiç söz konusu değil veya partimiz, kurarken böyle bir adım atmam söz konusu değil. Tamamen yalan. Bir insan dürüst olacak. Kılıçdaroğlu dürüst değil ama bu da dürüst değil. Ben dava üstüne dava açıyorum bunlara ve kazanıyorum davaları. Bu gidişle buna da çok dava açacağız öyleye benziyor. Kılıçdaroğlu’na çok açtığımız dava var devam ediyor davalar. Ben diyorum ki dürüstsen ben kiminle gittim ne zaman gittim bunu açıkla. 

Nazlı Çelik: Zarar gelmesin diye Cumhurbaşkanı olduğum zaman açıklayacağım diyor. 

Recep Tayyip Erdoğan: Ben böyle bir şeyi istemiyorum o buradan siyasi rant elde etmek istiyor. Yalan söylüyorsun. Eğer bunu ispat etmezsen namertsin dedim. Özür dileyeceksin. Tuttu en sonunda yazdığı kitabında Nasuhi ile alakalı. “Benimki somut bir ifade değil soyut bir ifadedir dolayısıyla bunun tutarlılığı yoktur” dedi Nasuhi. Ne yapacaksın şimdi. 

Nazlı Çelik: Siz o zaman belediye başkanlığı döneminde görüştünüz sonrasında… 

Recep Tayyip Erdoğan: Bir de zannediyorum onların bir yemek davetleri sayın Demirel’in yanılmıyorsam merhum Ecevit’in de katıldıkları böyle bir şeylerine de katılmıştım. Bunun dışında görüşmem partimi kurarken oradan icazet almam filan asla. Biz siyaset ilgili icazeti kimden alacağımızı çok iyi biliriz. Bu icazeti verecek tek yetkili millettir. Onun için cezaevinden çıktıktan sonra 40 bin denekle kamuoyu araştırması yaptık. Bu kamuoyu araştırmasından Türkiye’nin yeni bir siyasi partiye ihtiyacı var mı? Varsa nasıl bir siyasi parti? Amblemi ne olmalı? Hangi ilkeler üzerine kurulmalı? Kimleri bir partinin kurucuları arasında görmek istiyorsunuz? Bunları kapsayan bir kamuoyu araştırması yaptık ve sonunda AK Parti’yi kurduk. Bunun kararını milletim verdi. Milletimin verdiği kararladır ki 16 ayda biz yüzde 34.3 oy oranıyla parlamentonun yüzde 63’ünü alarak parlamentoda bulunduk. 

Nazlı Çelik: İnce’nin bir diğer iddiası da Gülen’in usulüne uygun istenmediği yönünde. Öğrenebildiniz mi acaba kimmiş kendisini arayan Amerikalı? 

Recep Tayyip Erdoğan: İddia sahibi ben değilim ki İnce. Yine soruyorum dürüstse, namusluysa bunu nereye vermesi lazım, adalet bakanlığına versin. En sonunda söyledi filan. İki milletvekili ile iki avukatını göndereceğini söyledi tamam göndersin kabul edin dedim. Sende görevlendir dedim adalet bakanlığımıza birkaç arkadaşımızı incelesinler. Geldiler veya gelecekler. Ben böyle yaparım siyaseti alıp ön kesmem. Biz 85 koliyi Amerika’nın adalet bakanlığına teslim ettik. Bunların içinde iddianameler var verilmiş kararlar var tabiki gazete kupürleri de var. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak senin işin gücün parlamentodaki kürsüden gazeteleri sallamaktı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;

Cumhur İttifakı’nı güçlendirerek sürdürmemiz lazım. Seçimden sonra da devam etmesi bizim temennimizdir. Hedefimiz Parlamento’yu güçlü kılmak. Meclis güçlü olursa AK Partililerden ve MHP’lilerden yararlanırız. Şu anda arkadaşlarımız görüşüyorlar ama MHP ortak mitinge zannediyorum pek sıcak bakmıyor. Eğer sıcak bakarsa memnuniyetle ortak miting yapabiliriz.

(Selahattin Demirtaş) Şu andaki cumhurbaşkanı adaylarının -bizim dışımızda- hepsinin söylediği tek söz var, nedir? ‘Dışarı çıkmalı ve faaliyetini sürdürmeli’. Bunların millilik, yerlilik, adalet anlayışı bu. Demokrasi bu değil. Siyaset bu değil. Bu ülkeyi yakıp yıkacak, ondan sonra da buna ‘Çık, faaliyetini de istediğin gibi sürdür’ diyeceksin. Böyle bir şey olamaz. Ben bu noktada adaletin bir an önce tecellisiyle, adaletin bunlara gereken dersi vereceğine de inanıyorum.”

Kürt kardeşlerimin haklarını hep savundum. İnkar politikalarına her zaman meydan okuduk. İçerdeki kişi hangi yüzle aday oluyor?  Kürt kardeşlerim gereken yanıtı verecektir.

(F-35 savaş uçakları alımı) Biz diyoruz ki Amerika bizim stratejik ortağımız. Stratejik ortağımız olarak Amerika bize başka bir kapıyı çal dememesi lazım. Senato şöyle demiş, böyle demiş. Bizi Senato filan ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren tek şey var. Ben Amerika’nın Başkanıyla bunu görüştüm mü görüştüm. Heyetler arası toplantımızda bunu konuştuk mu konuştuk. Eğer biz stratejik ortaksak, eğer model ortaksak Amerika bize burada herhangi bir hukuki yanlış yapmamalı. Verilen sözler yerine getirilmedi. ABD, FETÖ’yü yargı kararı olmadan elinde tutuyor.

FETÖ ile mücadele bitmedi tehlike devam ediyor.

(3. Havalimanı projesi) İsim konusunda sabırlı olunmalı. Atatürk Havalimanı var, olmayan isim vermek faydalı olur. Yap İşlet Devlet ile yaptıklarımızda Türkiye örnektir. Projelerimizi milli bütçeden yapmadık, bilmiyorlar.

Kanal İstanbul projesini iptal edeceğim diyorsan senin ülke sevgin yok. Projenin parası bizden çıkmayacak. Proje kendi kendini finanse edecek. Projelerimizle dünyaya cevap vereceğiz. 

AB kendine düşen görevleri yerine getirmiyor. Merkel’in bu işi toparlaması lazım, Macron’a da söyledim.

Bedelli askerlik konusunu seçim sonrası Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı ile oturup konuşuruz. 

Bir Yorum

  1. ki̇mse ki̇tleri̇ konuşmuyor herkes makam mevki̇ peşi̇ne düşmüş ya sabirrrrrr nerde bu vi̇jdanlik i̇çgüsü mi̇lletten hale bekler olursunuz hayirdir si̇ze yahuuuu mi̇llet artik salak dei̇l

  2. birazda milletin derdine bakin aff istiyoruz daha fazla hasret kalmak istemiyoruz affi kim cikarirsa oyum ona