Sağlık

Hiperbarik Oksijen Tedavisi Hayat Kurtarıyor

 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Deniz ve Su Hastalıkları ve Hiperbarik Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kadir Dündar, hiperbarik oksijen tedavisinin, birçok hastalıkta öncelikle uzuv, ardından hayat kurtarıcı bir yöntem olduğunu belirtti.


Dündar, AA muhabirine, vurgun, karbonmonoksit zehirlenmesi, kas dokusunda hayatı tehdit eden enfeksiyon, ezilme yaraları, ödem, kronik kemik iltihabı, aşırı kan kaybı, termal yanık, beynin oksijensiz kalması, gözde damar tıkanıklığı ve ani işitme kaybı durumlarında hiperbarik oksijen tedavi ünitesinin kullanıldığını söyledi.

Tedavinin, kapalı basınç odasında oturarak veya sedyede yatarak maskelerden aralıklarla oksijen soluma temeline dayalı bir yöntem olduğunu ifade eden Dündar, “Ana bilim dalımız, nisanda faaliyette geçti. Daha önceden mevcut çift kabinli 14 kişilik basınç odası, çalışır hale getirildi.” diye konuştu.

Bölgede dalgıçlar ve diğer su altı çalışanlarının sağlık sorunlarıyla yakından ilgilenmek açısından su hekimliğinin çok önemli bir bölüm olduğuna işaret eden Dündar, 24 saat hizmete hazır olduklarını vurguladı.

“Hayat kurtarıcı bir yöntem”

Dündar, su altı hekimliğinin öncelikli faaliyet alanının dalış hastalıkları olmakla birlikte, basınç odasında oksijenle yara ve diğer hastalıkların tedavilerini de gerçekleştirdiklerini anlattı.

Hiperbarik oksijen tedavisinin, birçok hastalıkta öncelikle uzuv, ardından hayat kurtarıcı bir yöntem olduğunu bildiren Dündar, “Şeker hastalarının ülkemizde çok yoğun olduğunu düşünürsek, çok büyük bir komplikasyon olan ‘diyabetik yara’ dediğimiz konular önemli problem teşkil etmektedir. Aynı zamanda hem hasta hem de devlet ekonomisine getirdiği yük açısından çok önemli faktördür. Hiperbarik oksijen tedavisiyle bu tür hastaların, özellikle şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları tedavi edilmektedir.” dedi. 

Şeker hastalarının yüzde 50’sinin “diyabetik yara” ile karşılaştığına dikkati çeken Dündar, şunları kaydetti:

“Şeker, vücuttaki kılcal damarları ve duyusal sinirleri yavaş yavaş tahrip ettiği için hastaların ayaklarında his ve dolaşım azalması oluyor. Çok küçük travmalarla oluşan bir ayakkabı vuruğuyla ortaya çıkan yara, daha sonra parmakların, ayağın yarısının veya tamamının kesilmesine kadar gidiyor. Şeker hastaları ayaklarında oluşan en küçük yara durumunda merkezimize başvurdukları takdirde, yaranın tedavisi çok yayılmadan başarıyla yapılabilmektedir. Yine damar tıkanıklığına bağlı, ‘burger’ dediğimiz ve herhangi nedenle kaza sonrası oluşmuş, iyileşmesi gecikmiş her türlü yaranın tedavisi merkezimizde başarıyla gerçekleştiriliyor.”

“Merkezler, genellikle büyük şehirlerde mevcut”

Bu yöntemin birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığına işaret eden Dündar, “Hiperbarik oksijen, ani görme ve işitme kayıpları, kemik iltihapları, karbonmonoksit zehirlenmelerinde hayat kurtarıcı bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.” diye konuştu.

Hiperbarik oksijen tedavi merkezlerinin Türkiye’de büyük şehirlerde bulunduğunu dile getiren Dündar, şu bilgileri verdi:

“Ülke genelinde üniversite bazında bu tip merkez, 3 yerde bulunuyor. Bunlardan birisi de biziz. Çok kısa sürede asistan ve öğrenci eğitimlerimiz başlayacak. Dolayısıyla bu bölge için çok önemli bir merkez olduğunu düşünüyorum. Hiperbarik oksijen tedavi merkezlerinin, Ankara, İstanbul, İzmir, Trabzon, Antalya, Van ve Şanlıurfa’da Sağlık Bakanlığına bağlı faaliyet gösterdiğini biliyorum. Yeni merkezler açılmış olabilir ama genellikle büyük şehirlerde mevcut.”

Kamupersoneli.net  | AA