• Haberler
  • Gündem
  • Türkiye Libya'da Hafter güçleri ile çatışacak mı?

Türkiye Libya'da Hafter güçleri ile çatışacak mı?

Putin'in Türkiye ziyareti sonrasında Rusya ve Türkiye'nin ortak çağrısı ile Libya'da ateşkes çağrısı yapılmıştı.Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'da darbeci olarak nitelendirdiği Hafter hakkında bazı açıklamalarda bulundu.

Putin’in Türkiye ziyareti sonrasında Rusya ve Türkiye’nin ortak çağrısı ile Libya’da ateşkes çağrısı yapılmıştı. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya’da darbeci olarak nitelendirdiği Hafter hakkında bazı açıklamalarda bulundu.

Libya’da Türkiye askeri Hafter güçlerine karşı çatışacak mı soruları sorulurken, Erdoğan bugün büyük bir çıkış yaptı. Hafter’e hak ettiği dersi veririz diyen Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu.

Askeri güç kullanımının adeta açık artırmaya çıkartıldığı bir dönemde böyle bir duruş sergilemek kolay değildir. Çocuk-kadın demeden milyonlarca masumun hayatının milyar dolarlar karşılığında pazara çıkartıldığı bu utanç tablosundan Türkiye, haysiyet sembolü olarak ayrışmıştır.

Bunun için hem Suriye’de, hem Libya’da, son dönemdeki gelişmelerle hem de Irak’ta, tarihimizin, medeniyetimizin, ahlakımızın ve elbette ülkemizin bekasının gerektirdiği her şeyi yapmakta kararlıyız.

Bir kez daha altını çizerek tekrarlıyorum. Biz, Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz. Hele hele emperyal heveslerimiz hiç yoktur. Gözümüz petrol ve para hırsıyla kör olmuş da değildir. Bizim tek amacımız, kendimizin ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini korumaktır.

"Ülkenin menfaatlerine sahip çıkmayanları milletimize havale ediyoruz"

Türkiye’nin güvenliğinin Libya’nın, Suriye’nin, Irak’ın, Balkanların, Kafkasya’nın güvenliğinden geçtiğini hala anlamamış olanlara diyecek bir sözümüz bulunmuyor. Ama hamdolsun, milletimiz bu gerçeği görüyor ve bizi destekliyor.

Bu vesileyle, Cumhur İttifakındaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, izlediğimiz politikaya verdiği güçlü destek için şahsım, milletin adına şükranlarımı sunuyorum. CHP eski Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’a da, Libya konusunda gösterdiği devlet adamı tavrı için ayrıca teşekkür ediyorum.

Daha dün “Doğu Akdeniz’de herkes var, Türkiye yok” diyen birileri, bugün ülkemizin Doğu Akdeniz’de attığı adımlara karşı çıkıyorsa da, işte böyle vicdanlı siyasetçiler yapılan işin hakkını maalesef ancak teslim edebiliyor. “Külliyeye giden CHP’li” veya “Putin İstanbul Havalimanına inemedi” yalanına sarıldıkları kadar, ülkenin menfaatlerine sahip çıkmayanları ben milletimize havale ediyorum. Hayata geçirdiğimiz milli politikalara destek veren herkese de teşekkür ediyorum.

"Evlatlarımıza bırakacağımız en şerefli miras, verdiğimiz bu destansı mücadeledir"

Tarih, bu kritik dönemde kimin nerede durduğunu, kimin ülkenin ve milletin bekası için fedakârlık yaptığını, kimin de zalimlerin ve hainlerin safında yer aldığını kaydediyor. Evlatlarımıza bırakacağımız en şerefli miras, hiç şüphesiz verdiğimiz işte bu destansı mücadeledir.

Bundan bir asır önce de milletimiz varını yoğunu ortaya koyarak İstiklal Harbi verirken, birileri manda peşinde koşuyor, birileri Sevr güzellemesi yapıyor, birileri işgalcilere yaltaklanıyordu. İstiklal Harbimize Kafkaslardan Afganistan, Pakistan ve Hindistan’a kadar dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimiz imkânlarıyla ve dualarıyla destek verirken, ülkemizde birileri yine küçük hesaplar peşinde koşuyordu. Sonuçta kazanan millet oldu, kazanan istiklal aşkı oldu.

İnşallah gelecekte bugünler anlatılırken, saflar aynı netlikte ortaya konacak, ülke ve millet için çalışanlar hayırla yâd edilirken, ötekiler de hak ettikleri yere kaydedileceklerdir.

"Şimdi, terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmak için çalışıyoruz"

Suriye’de gerçekleştirdiğimiz harekatlarla, sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunu parçalayıp attık. Bu vesileyle Barış Pınarı Harekatında tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Amerika’dan Rusya’ya, İran’dan Avrupa ülkelerine kadar herkesin içinde olduğu Suriye sahasında, en küçük bir kazanım için dahi büyük mücadeleler vermek gerekiyor. Terör örgütünü sınırlarımızdan uzaklaştırmakla, sorunu tümüyle çözmediğimizin elbette farkındayız. Ama ilk aşamayı başarıyla tamamladık. Şimdi, hem kazanımlarımızı tahkim etmek, hem de terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.

"Harekatlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğimizi açıkça söylüyoruz"

Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde terör örgütü, küçük çaplı da olsa hala saldırılarını sürdürüyor. Türkiye olarak, imzaladığımız mutabakat metinlerinde bize verilen sözlerin tam manasıyla yerine getirilmesi şartıyla ahdimize bağlıyız. Şu anda maalesef bize verilen sözler ile sahadaki durum arasında yer yer oldukça ciddi düzeylere varan farklılıklar bulunuyor. Muhataplarımıza, ülkemize yönelik tehditlerin sürmesi halinde harekatlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğimizi açıkça söylüyoruz.

"Geri adım atmamız mümkün değildir"

Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, kendi güvenliği yanında, bu ülkenin toprak bütünlüğünü ve halkın tamamının huzurunu sağlamaya yöneliktir. Bu ülkede konjonktürel çıkarları için bulunanlarla bizim aramızda işte böylesine temel bir fark vardır. Suriye’deki gelişmeler bizim için beka meselesi vasfını sürdürdüğü müddetçe, geri adım atmamız mümkün değildir.

"Yeni bir sığınmacı dalgasına daha tahammül edemeyiz"

Son dönemde, İdlib’te yaşanan gelişmeler, bölgedeki her adımın ülkemizi nasıl doğrudan ilgilendirdiğini bir kez daha gösterdi. Rejimin artan saldırılarından kaçan ve sayıları 400 bini bulan İdlibli kardeşimiz, ülkemiz sınırlarına doğru harekete geçti. Türkiye, zaten yaklaşık 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Biz geldiğimizde bunları göndereceğiz diyenlere sesleniyorum. İşte bu ifadeler sizlerin vicdanının kilometre taşlarıdır.

Güvenli bölge yapalım diyoruz ama adım atılmıyor. Trump'a, Putin'e, Merkel'e de teklif ettik.

Tüm dünyaya sesleniyorum. Nereye kadar bu duyarsızlığınız devam edecek. El ele verip bu mağdurların yanında ne zmana yer alacaksınız? BM bu konuda ne zaman görevinin bilincinde adım atacak? Bütün bunlara rağmen atılan

"Rejimin atekesi bozma girişimlerini bizzat önlemekte kararlıyız"

Karşımızda halkının tamamını temsil eden meşru bir yönetim olmadığı için, İdlib’teki süreci Rusya ile yürütüyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Rus muhataplarımızla hem telefonla, hem yüz yüze, hem heyetlerimiz vasıtasıyla gerçekleştirdiğimiz yoğun görüşmeler neticesinde, İdlip’te yeni bir ateşkes ilanına muvaffak olduk. Bundan önceki ateşkesleri bozan hep rejimdi. Ancak, bu defa durum farklı… Ateşkesin, sınırlarımıza yığılan 400 bin insanın yeniden kendi evlerine dönmesini sağlayacak şekilde yürütülmesi şarttır.

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme