Türklerde devletin 4 unsuru nedir?

Orta Asya bozkırlarında at koşturan Türk topluluklarının devlet anlayışı, yalnızca bir siyasi yapı değil aynı zamanda bir inanç, bir yaşam biçimiydi. İl adı verilen bu yapılar, dört temel unsur üzerine yükseliyordu: bağımsızlık, ülke, halk ve teşkilat. Bu dört sacayağı, yüzyıllar boyunca Türklerin direncini, düzenini ve devamlılığını sağladı.

Oksızlık

Bağımsızlığı olmayan bir topluluğu ölmüş sayan anlayış, Türk siyasi geleneğinin en çarpıcı yanıdır. Bu yüzden hiçbir kavme boyun eğmeme kararlılığı, sadece bir siyasi tercih değil, kültürel bir miras olarak nesilden nesle aktarılmıştır. Oksızlık, yani bağımsızlık; Türk milletinin yaşama hakkı kadar kutsaldır.

Ülke

Türkler için vatan, yalnızca toprağın adı değil; üzerinde özgürce yaşanılan, uğruna can verilen bir değerdir. Vatan bu yüzden sadece yer değil, bir aidiyetin adıdır. Devletin egemenliğini sınırsız biçimde uyguladığı bu coğrafya, aynı zamanda kültürün taşıyıcısıdır.

Kün

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışı, Türklerin halk merkezli bir devlet yapısı kurduğunun göstergesidir. Ekonomik refah, adaletli yönetim ve sosyal huzur; halkı güçlü kılan, böylece devleti de sağlam tutan yapı taşlarıdır.

Teşkilat

Askerî düzeniyle çağları aşan bir örnek olan Türk teşkilatı, Mete Han’la başlayan süreciyle zamanla ikili yönetim modeline dönüşmüştür. Doğu ve batı olmak üzere iki koldan yönetilen devletlerde, kağan en yüksek otoriteydi. Yabgular, şadlar ve tiginler; bu yapının işlevsel parçalarıydı. Hâkimiyetin Tanrı tarafından verildiğine inanılan “kut” anlayışı, otoriteye manevî bir boyut kazandırıyordu.

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme