• Haberler
  • Ekonomi
  • TÜSİAD toplantısında konuşan iş adamları geçici değil kalıcı çözüm üreten reformlar istiyor

TÜSİAD toplantısında konuşan iş adamları geçici değil kalıcı çözüm üreten reformlar istiyor

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yeni başkanını seçti.Seçimden önce bir konuşma yapan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, 12 Ocak 2017'de seçildiği Yönetim Kurulu Başkanı görevini devretmek üzere yer aldığını söyledi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yeni başkanını seçti. Seçimden önce bir konuşma yapan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, 12 Ocak 2017’de seçildiği Yönetim Kurulu Başkanı görevini devretmek üzere yer aldığını söyledi. Geride kalan iki yılın muhasebesini yapacağına dikkati çeken Bilecik, şunları kaydetti: “Dünya ekonomisinde kara bulutlar Türkiye ekonomisinde işsizlik enflasyon iflaslar güney doğuda devem eden tehditler ve bu ortamda yaklaşan yerel seçimler. Önemi aşırı vurgulanan bir seçim dönemine girdik. Heyecan dozu oldukça düşük bir seçim dönemi yaşıyoruz. Yaklaşık 10 yıldan beri siyasi hayatımızda yüksek adrenalin ile yaşıyoruz. Toplum olarak yüksek adrenalinden yorgun düştük. Artık kavga etmek yerine geleceğimizden konuşmaya ihtiyacımız var. Seçimlerin birinci maddesi yerel kalkınma olmalı. Ekonomide sorunların halkın gözündeki ağırlığının giderek arttığı bir ortam adaylardan beklentimiz vatandaşların yaşam standartlarını nasıl yükselteceklerini ortaya koymalarıdır. Ağırlaşan makroekonomik sorunlar arasında fırsat bulup konuşamıyoruz ama yerel kalkınma çok ciddi bir sorun.” Türkiye için bir vicdan muhasebesi yapacağını söyleyen Bilecik, iki yıl önce güçlü bir Türkiye hayaliyle yola çıktıklarına işaret ederek “Amacımız, ‘güçlü bir geleneği, güçlü bir geleceğe’ taşımaktı. Bizi ayakta tutan, bu güzel ülkenin potansiyeline ve insanına olan inancımız oldu. ‘Güçlüyüz’ demekle ‘güçlü ülke’ olunmuyor. Ülkeleri güçlü yapan; özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygıdır” şeklinde konuştu.

Bilecik, Türkiye’nin güçlü ülkeler liginde yer almasının; ancak çoğulculuk, hoşgörü, adalet, dayanışma, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve çağdaş bir eğitim sistemiyle mümkün olacağını ekledi. Bilecik açıklamalarına şöyle devam etti: “Türkiye, makro düzeydeki yeni güç dağılımında coğrafyamızın da desteğiyle önemli bir ülke olma konumunu koruyacak. Ancak şunu da biliyoruz ki artık jeopolitik önem tek başına güçlü kalmamızı güvence altına almaya yetmiyor. Bugün artık siyasette de, ekonomide de eski ezberler işe yaramıyor. Küreselleşmenin sağladığı imkânlar ortada ancak getirdiği yeni sorunlar, dünya gündeminin başında yer alıyor. Türkiye çok partili siyasal yaşama ciddi bir alt üst oluşmadan, istikrar içinde geçmeyi başarmış az sayıda ülkeden biridir. Bu, şüphesiz çok kıymetli bir kazanımdır. Ülkemizi, sarsıntısı dinmeyen bir coğrafyada istikrarın simgesi haline getiren, insan hak ve özgürlüklerine dayalı, laik, sosyal, hukuk devleti anlayışıdır. Türkiye’yi aydınlık bir geleceğe taşıyacak olan da yine bu anlayıştır. Bu nedenle demokrasi kısa vadeli siyasal hesaplara kurban edilemez, edilmemelidir.”

TÜRKİYE’YE DEMOKRASİ BORCUMUZ VAR

Güçlü bir gelecek için önce siyaseti demokratikleştirmenin gerektiğini ifade eden Erol Bilecik “Demokrasi ve özgürlükler başta olmak üzere tüm Cumhuriyet değerleri bize emanettir. Bu emanete sahip çıkmak, hepimizin borcudur. Ülkemizde demokrasinin gelişmesi için hepimiz var gücümüzle çalışmalıyız. Çünkü unutmayalım ki ‘demokrasi ithal edilmez, inşa edilir.’ Bugünkü muhasebemiz şunu gösteriyor; Türkiye’ye daha sağlam, daha güçlü bir demokrasi borcumuz var” dedi.

TEK SEFERLİK DESTEKLER DEĞİL KALICILIK SAĞLANMALI

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye’nin girdiği seçim dönemini anımsatarak, heyecan dozu oldukça düşük bir seçim süreci yaşandığını ifade etti. Türkiye’de bu dönemde sakinliğe ihtiyaç olduğunu belirten Özilhan, şunları kaydetti: “Seçmen iradesinin bir kez daha tecelli edeceği ve bazı belediyelerimizin uzun süreden sonra seçilmiş yöneticilerine kavuşacağı seçimlerin birinci maddesi yerel kalkınma olmalı. Belediye seçimleri aslında yerel yönetim konusudur; demokrasinin yerelde kök salması demektir. Yerel yöneticilerden beklentimiz yerel kalkınma vizyonlarını seçmenle paylaşmaları, yerelde refah artışını nasıl sağlayacaklarını, vatandaşın yaşam standardını bir seferlik desteklerle değil kalıcı olarak nasıl artıracaklarını ortaya koymaları.”

PAKETLERİ SIRALAMAK GEÇİCİ ÇÖZÜM

Tuncay Özilhan konuşmasına şöyle devam etti: “Hükümet ekonomik zorluklarla mücadele için paket üzerine paket açıyor; oysa yapısal sorunlar kısa vadeli adımlarla çözülemez. Hal denetimleri, KDV indirimleri ve futbol kulüp borçlarının yapılandırılması gibi alınan önlemlerin ortak hedefi kısa sürede sonuç almak. Reel sektörün finansman sorunu çözülmezse sorun bankacılık ve finans sektörüne sıçrar, derin sorunlar böyle çıkar. Kredi yeniden yapılandırmaları ve sektörlere yayılan konkordato ciddi sorunların tezahürleri; yapısal önlem alınmadan yapılanlar sorunların derinleşerek tekrarlanmasına yol açar.”

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme