Genel

İzmir Milletvekili İbrahim Akın: İktidar, depremzedelerden değil ranttan yana

İzmir Milletvekili İbrahim Akın, iktidarın şehircilik anlayışının rant derdinde olduğunu belirterek, 6 Şubat depreminde can kaybına neden olan imar affına ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'da yapılan değişiklike tepki gösterdi.

İzmir Milletvekili İbrahim Akın, iktidarın şehircilik anlayışının rant derdinde olduğunu belirterek, 6 Şubat depreminde can kaybına neden olan imar affına ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklike tepki gösterdi.

Akın, yaptığı açıklamada, 6 Şubat depreminin acısının hâlâ çok taze olduğunu hatırlatarak, “Bu iktidar 2018’de bir imar affı çıkardı. Deprem bölgesinde, 10 ilde imara aykırı olarak 300 bine yakın konuta ‘Oturulabilir.’ denildi ve ruhsat verildi. İktidarın göz yumduğu bu binalar insanlarımıza mezar oldu. Üstelik, dönemin Bakanı övünerek çıkıp imar affı karşılığında 7,5 milyar lira topladıklarını söyledi. Bunu söylerken de açıkçası utanmadı.” dedi.

İktidarın geçtiğimiz günlerde depremi de bahane ederek Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da bir değişiklik yaptığını belirten Akın, yapılan değişikliğin yerleşim yerlerini rezerv alan ilan etmenin önünü açtığını söyledi. Bu uygulamanın ilk örneğinin de deprem bölgesi olan Hatay’da hayata geçirilmeye çalışıldığını belirten Akın, “Koyun can derdinde, kasap et derdinde.’ diye AKP iktidarınınki aynı bu zihniyette. Millet can derdinde, sizin şehircilik anlayışınız rant derdinde.” ifadelerini kullandı.

Yasa’daki rezerv alanı değişikliği konusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un televizyona çıkıp “Kimsenin malında, mülkünde gözümüz yok.” dediğini hatırlatan Akın, “Ama aynı programda gerçek niyetini de ağzından kaçırdı. Hasarlı binaları dönüştürdüklerinde, ödeme yapmayan vatandaşlar o evleri çocuklarına miras bırakamayacak. Spiker bunu sorduğunda, Bakan diyor ki: ‘E, olacak o kadar.’ İşte, bunların şehircilik anlayışı böyle. Bu anlayıştaki bir iktidarın ne çevre umurunda olur ne de sağlık ve güvenli bir şehircilik ne de halk.” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çevre ve doğa katliamıyla ilgili şimdiye kadar ne sorulduysa lafı dolandırdığı ya da sorularımızı duymazlıktan geldiğini belirten Akın, şunları söyledi:

“Komisyon görüşmeleri sırasında Bakana İç Anadolu’da kuruyan göller ve neden önlem alınmadığı soruldu. Bakanlığın bütün göller için verdiği cevap şöyle: ‘İklim değişikliği olduğu için kuraklık var ve göl suları çekildi.’ Peki, o zaman iklim değişikliğine neden olan termik santrali neden kapatmıyorsunuz? Bakanlık yine topu taca atıyor. ‘Onlar ÇED dışı olduğu için.’ diyor. Ne kuruyan göller konusunda bir şey yapıyorsunuz ne de iklim değişikliğini önleme konusunda samimi çabanız var. Gerçekten çevre için siz ne yapıyorsunuz?

Yine, Komisyon çalışmaları sırasında 3 ayrı milletvekili Bakana Akbelen’de neden orman katliamı yapıldığını sordu. Bakanlığın hepsine verdiği standart bir cevap var. ‘Yeniköy Termik Santrali 1986’da devreye alındı.’ diyor. 1993’teki yönetmeliğe göre de bu santraller ÇED dışıymış. ÇED yönetmeliği buna izin vermiyor olacak. Torba kanun çıkarmaya gelince hızlısınız, iktidara geldiğiniz günden bu yana ÇED yönetmeliği tam 15 kez değişmiş durumda. Yönetmeliği değiştirmeyi mi beceremiyorsunuz da ÇED yönetmeliğine bahane buluyorsunuz? Dolayısıyla burada samimiyete davet ediyoruz.”

İbrahim Akın, iktidarın şehircilik ve çevre politikalarının rant odaklı olduğunu belirterek, bu politikaların halk sağlığını ve güvenliğini tehdit ettiğini söyledi.