Sokağa çıkma kısıtlaması saatleri esnetiliyor mu? Lokanta ve kafeler açılıyor mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan flaş açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantı sonrasında bazı açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm Türkiye’nin merakla beklediği Sokağa çıkma kısıtlama saatleri esnetiliyor mu? Lokanta ve kafeler açılıyor mu? 15 Şubat 2021’de eğitim yüz yüze mi olacak yoksa uzaktan eğitime devam mı edilecek? İşte, Erdoğan’ın flaş açıklamaları…
Türkiye’nin yeni anayasayı tartışmasının zamanı gelmiştir. Bu çalışmanın milletin gözü önünde olması zorunludur.
Hukuki ve ekonomik reform paketlerinin hazırlıklarını bir süre önce başlatmıştık. Adalet Bakanlığımız hukuki reform, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ekonomik reformlarla ilgili teknik çalışmalarını hamdolsun belirli bir seviyeye getirdi.
İlgili tüm bakanlıklarımız, kurumlar, sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yapıldı. Ortaya konulan tespit ve teklifler çerçevesinde her kesimin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı. Şimdi bu taslakları hem kendi içimizdeki kurullarımız ve Cumhur İttifakı ortağımızla değerlendirerek inşallah bir noktaya getireceğiz.
Kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Yasamanın alanı ile ilgili konularla ilgili Meclis, idari alanda Cumhurbaşkanlığımızda gereken müşahhas adımları atmaya başlayacağız. Ne kadar değiştirirsek değiştirelim Anayasa’nın ruhuna dercedilen darbe ve vesayet izini silmek mümkün olmuyor. Daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk. Meclis’te sandalye sayılarına bakmadan tüm partilerden eşit temsilcileri ile başlatılan çalışmalar CHP’nin süreci tıkaması ile maalesef neticeye ulaşamamıştır.
Türkiye’nin yeni bir anayasayı çalışmasının vakti gelmiştir. Öyle terör örgütüyle iltisakların gölgesinde yürütülebilecek bir iş değildir. Milletin göz önünde ve onun temsilcilerin tamamın katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan metnin mutlaka milletin takdirine sunulması gerekmektedir.
Önümüzdeki yeni dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz.
Koronavirüs salgını son 1 yılda ülke ayrımı yapmaksızın tüm dünyada üretim, tüketim, ticaret, yatırım, turizm ve sosyal hayatını d erinden etkileyen sıkıntılara yol açtı. Hasarın boyutunu gösteren çok çarpıcı rakamları paylaşmak istiyorum. Son tahminlere göre 2020 yılında küresel ekonominin yüzde 3,5, gelişmiş ülkeler yüzde 4,9 ve gelişmekte olan ülkelerin yüzde 2,5 oranında küçülmesi bekleniyor.
Bu oranlar yaşanan krizin ne kadar derin olduğunu işaret ediyor. Bu denli ekonomik küçülme aynı zamanda işsizlik demektir. 2020 yılında çoğu gençler ve kadınlardan oluşan 255 milyon iş kaybı yaşandı. Bu iş kayıplarının ekonomik değeri 4 trilyon dolara yakın.
Bizi dünyadan ve özellikle gelişmiş ülkelerden ayarın avantajlarımız var. 18 yıldır sağlığa, sosyal güvenliğe, sanayiye, teknolojiye büyük yatırım yapan ülkeyiz. Yatırımlarımızın karşılığını işte bugünlerde alıyoruz. Milletimiz azmini, çalışkanlığını, yardımseverliğini tüm dünyaya gösterdi.
Sağlıkçılarımızın özverisini sanayi, tarım, hizmet sektöründe çalışan kardeşlerimin alın teri tamamladı. Bilim insanlarımızın tutkusunu öğretmenlerimizin çabaları tamamladı. Topyekün bir seferberlik yürüttük. Sağlıktan sosyal desteklere kadar her konuda vatandaşlarımızın yanında olacak adımları attık.
En düşük emekli maaşı ödemesini bin liradan 1500 TL’ye yükselttik. Sosyal destek kapsamındaki tüm ailelere ilave nakdi yardım yaptık. Büyüklerimize sahip çıkarak yalnız yaşayan 80 üstü vatandaşlarımızı yakın takibe aldık.
Bay Kemal öyle danışıklı dövüşle, öyle gidip de çöp konteynırlarının içerisinden aldatmak suretiyle vatandaşlarımızı bak aç, açık sefil gibi yalan yanlış haberlerle, spekülasyonlarla sen bu milleti aldatamayacaksın. Zaten böyle söyledikçe bak artık partin kendi içinde dağılmaya başladı.
Kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştırdık, kapsamını genişlettik. İşsizlik sigortasından yararlanmayanlara nakdi ücret desteği verdik. Bugüne kadar çeşitli kesimlere 49 milyar lirayı geçti. Diğer SGK teşviklerimiz ve İŞKUR teşvikleriyle bu rakam 71 milyar liraya ulaştı.
Salgın şartlarına rağmen 16 milyonluk turist sayısına ulaştık. İhracatçılarımıza stok finansman desteği sağladık. Dijital ortamda yapılan pazara giriş çalışmalarını destekledik. Belirli sektörler için mücbir sebep ilan ederek vergi yükümlülüğü ve SGK prim ödemelerini 6 ay erteledik. 29 milyar lira vergi alacağı ve 40 miyar lira SGK alacağını erteledik.
Yurt içi yolcu taşımacılığı, eğitim, öğretim hizmetleri, yeme içme, sinema ve konaklama hizmetlerini KDV oranını yüzde 1’e indirdik. Vergi indirimleriyle 2021’de yaklaşık 12,5 milyar lira vergiden vazgeçmiş olduk. Vergi dairelerine, SGK, Gümrük idaresine ve belediyeye ödenecek vergi, primlerin yeniden yapılanmasını sağladık.
Salgın sebebiyle faaliyetleri tamamen durdurulan kıraathane, kahvehane, internet kafe ve sinema salonu gibi işletmelerin mücbir sebep hükümleri kapsamında vergi yükümlülüklerini erteledik. Küçük esnafımızın tamamına, gelir kaybına uğrayan esnaflarımıza hibe şeklinde destekler vermeye başladık. Taksi, dolmuş, servis işletmecileri, pazarcılar, terziler, oto tamircileri gibi basit usule tabi tüm esnaf ve sanatkarımızı doğrudan destek ödemesi kapsamına aldık.
1 milyon 240 bin esnafımız 3 ay süreyle ayda 1000 lira almaya devam edecek. Esnafımıza büyükşehirlerde 750 diğer şehirlerde 500 lira kira desteği ödemesi yapıyoruz. Esnaflarımıza 5 milyar liranın üzerinde nakdi destek veriyoruz. Lokanta, restoran, kafe sahibi esnaflarımıza yeni bir hibenin müjdesini geçtiğimiz günlerde açıkladık.
İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da esnaf, sanatkar, üretici ve vatandaşımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”
Uyguladığımız ekonomi politikaların olumlu etkileri üçüncü çeyrekten itibaren makro ekonomik verilerimize yansımaya başladı. Mevcut yılı yüzde 1’in üzerinde bir büyüme ile kapatacağımıza işaret ediyor. Ekonominin üretim, tüketim ve yatırım harcamaları ve ihracat tarafı oldukça güçlü seyrediyor.
İstihdamda en yüksek seviyeye ulaştık. Amacımız yatırımların çoğalması ve rekabet gücünün artmasıdır. Müteşebbislerin salgına rağmen yatırımlarını arttırdıklarını görüyoruz. Toplam 10 bin 505 adet yatırım teşvik belgesi düzenledik. 238 milyar liralık sabit yatırıma destek vereceğiz. 305 binin üzerinde ilave istihdamı kazandırmış olacağız.”
Tüm sıkıntılara rağmen 2020 yılını 169, 5 milyar dolarlık ihracatla kapatarak program hedefini aştık. Kamu maliyesi tarafı da güçlü olduğumuz alanlardan biridir. Mali disiplinin korunmasına gösterdiğimiz özen sayesinde 2020 yılı bütçe açığını yüzde 3,6 civarında tuttuk.
2021 yılı bütçe açığı hedefimizi yüzde 3,5 olarak belirledik. Finansal piyasalar cephesinde pozitif bir görünüme sahiptir. Türk Lirası Dolara karşı yüzde 18, Avro’ya karşı yüzde 16 düzeyinde değer kazanarak gelişmekte olan ülkeler arasında en iyi performansı sağladı. TL değer kaybında değil, bakın değer kazanıyor. Merkezi yönetim borç stokumuz 173 milyar lira azaldı. Vatandaşlarımız da tasarruflarında yavaş yavaş Türk lirasına dönmeye başladı.
Son 3 aylık dönemde gerçek kişiler piyasaya 4 milyar dolara yakın döviz sattılar. Ülkemizin risk primi de düşüyor. Yurt dışındaki portföy yatırımcıların fininsal varlıklarımıza talebi güçlü seyrediyor. Ekonomide sorunlu alanları da biliyoruz. Serbest piyasa kurallarından taviz vermeksizin bu sorunların üzerine gidiyoruz. Gıda enflasyonu önümüzdeki en büyük tehditlerden biridir. Tarla veya fabrika, market arasındaki fiyat farklılıklarının ekonomik süreçlerle, izah edilmeye çalışılması milletimizle beraber bizi de rahatsız etmeye devam ediyor.
Üç beş aç gözlü tüccarın milletimizin ekmeğini, aşını zehir etmesine izin veremeyiz. Sıkıntının kaynağına indiğimizde kimi tüccarların aç gözlülüğü yanında uluslararası alanda gıda fiyatlarında yaşanan yükselişi, kuraklığı ve yapısal sorunların etkisini görüyoruz.
Özellikle uluslararası piyasalarda ayçiçeğinde, soya fasülyesinde, buğdayda fiyat artışları yaşandı. Avrupa ve Amerika’daki boş market görüntülerin sebeplerinden bir tanesi de budur. Hamdolsun Türkiye’de böyle görüntülerin ortaya çıkmasına müsaade etmedik. 22 milyar liralık destekle tarımsal üretimin kesintisiz devamını sağladık. Bitkisel üretim cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Tarımsal büyüme ve ihracatta da oldukça güzel gelişmeler yaşandı.
Çiftçilerimizin ekmeye, biçmeye, üretmeye devam etmeleri için onları artan girdi maliyetlerinden koruyacak tedbirleri lıyoruz. Gıda fiyatlarındaki oynaklığın azalacağını düşünüyoruz. Kuraklığın etkilerini, gıda fiyatlarındaki artışı yakından takip ediyoruz. Öncelikle gıdada piyasa gözetimi ve denetimini uygulayacağımızın altını çizmek istiyorum.
Erken uyarı sistemi kurarak, hızlı ve etkin bir karar alma mekanizması oluşturacağız. Rekabet Kurulu’nu da etkin bir şekilde harekete geçireceğiz. Bu ancak özel sektörle işbirliği içinde yürüyecek bir süreçtir. Elbette piyasa dostu ve kalıcı adımlardan yanayız.
Dertlendiğimiz bir diğer önemli konu istihdamın arttırılmasıdır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde alınan tedbirler işgücü piyasamızı maalesef menfi etkiliyor. Özel sektöre çağrı yapıyorum, gelin bu işi daha önce yaptığımız gibi seferberliğe dönüştürelim. Kadın ve genç istihdamı başta olmak üzere dünyaya örnek olalım. Tüm hazırlıkları masaya koyalım. Yarınlarımız için en iyisi neyse bir an evvel onu hayata geçirelim. Ayağa kalkarsak hep birlikte kalkacağız ama unutmayın ki kaybedersek hep birlikte kaybedeceğiz. Ben milletimizin kazanacağına inanıyorum, kaybedeceğimize inanmıyorum.
Dünya aşı bulamazken hamdolsun bizde bu sıkıntı da yok. Çalışmalarımızı kararlı şekilde sürdürüyoruz. Enflasyon hedefine birlikte ulaşalım ama bu yüksek faizle asla mümkün değil. Cari açık için gerekli önlemleri birlikte uygulayalım. Yatırım üretim, ihracat, istihdam odaklı politikalarla, ki bu düşük faizle olur. Yatırımcı yüksek faizle yatırıma girebilir mi? Giremez.
Bu olduğu zaman istihdam, üretim, ihracat olacaktır. Bütün bunlar olduğu zaman da biz dünya ile yarışır hale geleceğiz. Ülkemizi 2023’e hedeflerini gerçekleştirmiş olarak ulaştıralım. Bu çerçevede bugünkü kabine toplantımızda salgın tedbirlerini yeniden gözden geçirdik. Aşı çalışmaların hızla sürmesi önümüzdeki dönemi görmemiz açısından önemlidir.”
Kovid 19’un mutasyona uğraması herkes gibibizim de işimizi zorlaştırıyor. Allah’ın izniyle bu küresel sağlık krizinin üstesinden geleceğine inanıyoruz. Dünyada ayyuka çıkan aşı krizi, bize yerli aşı çalışmalarına hız vermemiz gerektiğini gösteriyor. Yerli aşı çalışmalarını yakından takip ediyouz. Mart ayından bu yana tedbirlerin ekonomik, sosyal hayat üzerindeki olumsuz etkilerini gayet iyi biliyoruz.
Bilim insanlarımızın görüşlerinin yanında her kesimden gelen seslere kulak veriyoruz. Kabinemizin bugünkü toplantısında bu değerlendirmeleri ayrıntılı bir şekilde tekrar yaptık. Uzaktan eğitimin temeli olan internete erişimdeki sınırlılğı dikkate alarak köy okullarında 15 Şubat’ta eğitim öğretimin başlamasını tamamladık. Ancak vaka artışı yaşanması halinde yeniden ara verilbilecek.
Yavrularımızın kaybına tahammülümüz olamaz. 8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim öğretimin 1 Mart’tan itibaren başlaması için hazırlıklara başlanacak.
Vaka sayılarındak iyileşmeye paralel olarak 1 Mart’tan itibaren il bazında öğretimin kademeli başlaması için çalışmalar sürdürülecek. Esnaflarımıza yönelik kısıtlamaların kademeli olarak takvimi başlatmayı planlıyoruz.
Belediyelerden, organize bölgelerin yönetimlerinden il hıfzıssıha kararlarının uygulanması hususunda hassasiyet göstermelerini beklediğimizi belirtmek istiyorum.
Bu duygularla sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”