Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, katıldığı bir canlı yayında okul ve sınavlarla ilgili çok önemli açıklamalarda bulunarak, merak edilen sorulara yanıt verdi. AK Parti döneminde altyapı ve öğretmen atamalarının başarılı bir şekilde yapıldığını belirten Bakan Selçuk’un açıklamaları haberimizde mevcut..
Öğretmen atamalarına değinen Bakan Selçuk, yaptığı açıklamasında, “Öğretmen ataması ve diğer koşullarla ilgili AK Parti döneminde büyük başarı hikayeleri oluştu. Bundan sonrası sıfırdan başlayacağımız durum değil, biz bir iki üç diyenlerin arkasından dört beş altı demek için buradayız. Biraz önce ifade ettiğim gibi salgın bunu tabii ki engelledi. Çok da şey öğretti” dedi.
SINAVLAR VE YÜZ YÜZE EĞİTİM
Milyonlarca öğrencinin ve velinin merak ettiği sınavlar ile yüz yüze eğitim konusunda da açıklama yapan Bakan Selçuk, şu ifadeleri kullandı:
“Biz verilere bakmak zorundayız. Bilim kurulu neyi söylüyor, istatistikler, eğriler neyi gösteriyor.okulları açıyorsunuz, kapatıyorsunuz diyorlar. Okul, belli dersleri öğrenmenin çok çok ötesinde bir kurum. Sosyalleşmenin de, öğretmenle bir arada olmanın, arkadaşların, oyunların, eğlencenin merkezi okul. Salgından önce bu kimlik çok anlaşılmamıştı. Bana istatistikler geliyor, okulların kapalı olması gerektiğinde kapatıyoruz. Açılabilir denildiğinde açıyoruz. Ben tamamen “salıverirsem” emin olun çocukların davranış kalıpları, örüntüleri, çalışma alışkanlıkları, iletişim örüntülerinde dejenerasyon olacak”
“ZİYA HOCA, SEN BOŞVER SINAVLARI KALDIR HEPSİNİ..”
“Bana birisi dedi ki, “Yahu Ziya hoca, sen boşver sınavları, kaldır hepsini. Yüz yüze sınav da yapma seni çok severler” dedi. Yani dostane söyledi. Ben şunu söyledim, şunu mu tercih ediyorum zannediyorsunuz, beni sevmesinler diye uğraşıyorum mu zannediyorsunuz. Bir çocuğun bir dönemde 3 sınavı var bunu boşverin diyoruz, kime olsun liselere olsun. İlk dönemde sadece liselere yaptık, ikinci dönemde ortaokullara da yaptık. Her gün okula geliyordu çocuklar. Lisenin müfredatına bakarsanız, sarmal yapısı vardır. 1-2 haftayı atlarsanız, sonrasını, sonraki yılları anlamazsınız. Üniversite matematiğinde büyük sorun yaşarsınız. Türkiye’nin eğitim sisteminin ciddi zarar görmesi söz konusu. Ben her şeyi boşverin demekten yana mı olmalıyım? Biz bunu bir çok psikiyatr ile görüşüyor, eğitim bilim kurulu ile, il milli eğitim müdürlüklerine, okullara, öğretmenlere danışıyoruz.
Canlı sınavlar olmadığında, çocukların yüzde 90 civarında bir kısmı, her şeyi bırakıyor. Çocuğun çalışıp çalışmadığını nasıl anlarsınız. Kayıp kuşak denilen bu, her ülkenin kendisine göre farklı. Bizim toplumumuzun farklı iyileştirici güçleri var. Bizim çocuklarımız aile içerisindeki konumlarını, büyükanneler, büyük dedeler vs. toplumdaki ritüeller, toplantılar görüşmeler vesaire bunlara baktığımızda Ramazan bereketini düşünün, tüm bunları düşündüğümüzde Türkiye’nin sosyalleşme ve iyilik hareketleri başka çalışıyor başka ülkelere göre. Burada bakmamız gereken şu, ilkokul, lise, ortaokulların ne kaybı var, üst gelir, alt gelir gruplarında ne kayıplar var buna bakmamız lazım. Böyle baktığımızda problemleri görüyoruz. Köy okullarını açık tuttuk, ilkokulları açabildiğimiz kadar açtık, niye açtık, orada eksik vardı. Sınav gruplarında büyük psikolojik stress gördük, köy okulları, birleştirilmiş sınıflarda akademik stress görüdk. Onun için dikkat ederseniz 8-12’leri açık tutmaya çalıştık. İlkokulları önemli ölçüde açık tutmaya çalıştık”