Bekir Bozdağ: OHAL Komisyonu Bu Hafta Kurulabilir

15 Temmuz darbe girişimi sonrası, tutuklamalar ve OHAL kapsamında çıkarılan KHK'lar ile yaşananlar Türkiye olduğu kadar Dünyada da yankı buldu.HaberTürk Gazetesi'nden Kübra Par'ın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile yapmış olduğu röportajda, 16 Nisan referandu

15 Temmuz darbe girişimi sonrası, tutuklamalar ve OHAL kapsamında çıkarılan KHK'lar ile yaşananlar Türkiye olduğu kadar Dünyada da yankı buldu.

HaberTürk Gazetesi'nden Kübra Par'ın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile yapmış olduğu röportajda, 16 Nisan referandumu ve Anayasa değişikliği, Venedik Komisyonu, KHK'lar ve yargı sistemi ile ilgili sorular cevap buldu.

Bozdağ'ın verdiği cevaplar şöyle;

15 Temmuz sonrası çıkarılan KHK’lar nedeniyle mağdur olduğunu iddia edenlerin başvurabileceği bir komisyon oluşturula­cağı açıklanmıştı ama hâlâ kurulmadı. Neden gecikti?

23 Ocak’ta çıkan KHK’da, OHAL işlemlerini inceleme komisyonu kurulmasına dair düzenlemeler yapıldı. 7 kişiden oluşan bağımsız bir komisyon olacak. Bütün kurumlar, komisyonun talep ettiği ilgili belgeleri vermek zorunda. Görev yapanlara teminatlar verdik, kararla­rının icrai yaptırımı olacak. Burada en önemli şey yargı yolunun açılmış olmasıdır. Bu komisyonla, bireysel başvuru ve AİHM’e kadar gidecek süreç başlatılmış oldu. İşleyişi şeffaf olacak.

Ne zaman kurulacak?

1 ay içerisinde kurulması gerekiyordu. Ancak kuru­lamadı. Halkoylaması süre­cinin gündemde olması sebebiyle gecikmiş olabilir ama hazırlıkların bitirilmesi konusunda Sayın Başba­kan’ımız talimat verdi. Bu hafta içerisinde kurula­bilir diye düşünüyorum.

Avrupa Konseyi’nin anayasal konular­daki danışma organı Venedik Komisyonu, 16 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili eleştirel bir rapor yayınladı. Venedik Komisyonu, 2009’da AK Parti’nin kapatılmasına itiraz etmiş, 2010 Anayasa refe­randumunun ardından HSYK Yasası değiştirilirken de AK Parti’ye destek vermişti. Şimdiki rapora yanıtınız neden bu kadar sert oldu?

Venedik Komisyonu teknik bir komisyondur, uzman görüşle­rini yansıtır. Avrupa Konseyi, Vene­dik Komisyonu’na Anayasa değişikliği teklifimizi incelemesi için aralık ayında görev verdi. Fakat rapor geçen hafta kamuoyuna duyuruldu. Bu raporu, komisyon görüşmeleri veya TBMM Genel Kurulu görüşmeleri sırasında yayınlamış olsalardı belki o zaman istifade edilebi­lirdik. Bir anlığına raporun objektif olduğunu kabul etsek bile Türkiye’nin şu aşamada bunu dikkate alma imkânı kalmadı. Ayrıca bu objektif, adil bir rapor değil, tamamen siyasi bir rapor. Dili uzman dili değil, Türkiye’de muha­lefet yapan bir partinin dili gibi. Adeta CHP ve HDP görüşlerine Vene­dik Komisyonu elbisesi giydirilmiş. Hazırlayan raportörler, Venedik Komisyonu’nun sayın üyelerini yanıltmışlar. Üyelere, bu rapora dair tek tek mektup göndereceğim.

Nasıl bir mektup olacak?

Hiçbir yorum katmadan, “İşte CHP’nin ve HDP’nin görüşü, işte Anayasa değişikliği maddesi ve işte Venedik Komisyonu’nun raporu, kararı siz verin” diyeceğiz. Bunları incelediklerinde, raportörlerin kendilerini nasıl yanılttıklarını çok net bir şekilde göreceklerdir. Venedik Komisyonu, bu raporuyla Türkiye’deki halk oylamasında “Hayır”dan yana taraf olmuştur ve komisyonun saygınlığına leke düşürmüştür. Zaten komisyon aşamasında öyle fahiş hatalar yaptılar ki düzeltmeler yapmasak durumları daha da vahim olacaktı.

Rapor önceden önünüze geldi ve bazı düzenlemeler mi yaptınız?

Tabii. Aralık ayında Türkiye’ye gelip bakanlıktan uzmanlarla görüştüler. Kendilerine bilgi aktardık, daha sonra taslak geldi. En son komisyon görüşmeleri olduğu gün bakanlıktan bir heyet gitti. Bütün bunlara rağmen bu rapor hazırlandı. “Türkiye’den her kesimle görüştük” diyerek rapora meşruiyet kazandırmak için bu ziyaretleri yapıyorlar. Raporun bu görüşleri yansıtması gerekiyor ama yansıtmıyor.

Türkiye en çok gazeteci tutuk­layan ülkeler arasında gösteriliyor. Hükümet daha demokrat ve esnek bir tutum sergileyemez mi?

AK Parti hükümeti basın hürriyetine çok değer veriyor. Eleştiri maksadıyla düşünce ifade etmenin suç olamayaca­ğına dair düzenleme yaptık. Toplatılma kararı verilmiş bir sürü kitap ve derginin yasağını kaldır­dık. İfade hürriyeti olsun, insanlar rahat konuş­sun ve eleştirilerini rahat yapsın diye pek çok adım attık. Ama bugün Türkiye’de Cumhurbaşkanı’mı­zın, Başbakan’ımızın ve AK Parti’nin aleyhine manşet atan, ağır hakaretler yapan gazete sayısı oldukça fazla. Trump dahil, aleyhine en çok yazı yazılan lider kim? Gazeteciler Türkiye’de mi daha çok eleştiri yapıyor yoksa Almanya ya da Fran­sa’da mı? Türkiye’de basın her şeyi özgürce yerine getiriyor. İfade hürriyetinin önünde hiçbir engel yok.

Ya tutuklu yargılamalar ve uzun tutukluluk süreleri?

Tutuklu yargılamaların tamamı yargının verdiği kararlardır. “Hükü­mete karşı kim konuşuyorsa tutuk­lanıyor” diyenler milletin gözünün içine bakarak yalan söylüyor.

Kamupersoneli.net

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme