Açıklamalardan satır başları;
“5 yıl içinde Ankara’ya yapacaklarımız var. Biz kendimize güveniyoruz. Bu konuda tecrübemiz var.
Ey rakipler, siz de çıkın kendi projelerinizi söyleyin. Ancak karşı taraftan öyle bir şey duyamadık. Şimdiye kadar ne dediysem yerine getirdim. O kitapçığa yazdıklarımı da yerine getireceğim.
Bu benim boynumun borcu. Ama bekliyorum ki karşı taraftan da ‘biz de şunu yaparız’ demesini, ancak söylemediler.
Su sorunlarını çözeriz. Doğal gazı inşallah Bala’ya getirir, sıcak evlerinizde oturursunuz. Meydan projesi de sıcak asfalt projesini de çözeriz. Belediyelerin elinde bütçe var. Bu bütçe sizin malınız. O bütçe sizlere hizmet olarak döner. O belediye bütçesi zaten sizin malınız, sizin paranız. Bu konularda senelerce gayret eden bir kardeşinizim.”
“Bir grup belediye başkanı şehri nereye taşıyacağını biliyor, o şehir ticarette, sanayide, kültürde neler yapabilir diye bir kitap haline getirip projelerini bastırıyor. Diyor ki ‘bu benim 5 yıllık vaadim.’ Tabii ki sosyal projeler de yapılır. Ama diğer grup belediye başkan adayları çıkıyorlar, bir tek proje yok ortada.
Şehri nereye götüreceklerini söylemiyorlar. Turizmde, ticarette, sanayide ne kazandıracaklarını, milletin önünü nasıl açacaklarını, hangi yatırımlara imza atacaklarını söylemiyorlar. Sonra da cesaret edip bunu kitap haline getirip altına imza atamıyorlar.
Vatandaş sıkıştırdıkça ‘sizin için 50 lira sağlık yardımı yapacağım, sabahları süt dağıtacağım merak etmeyin, çay dağıtacağım’, böyle bir şey olmaz.
İnsanda biraz ciddiyet olur. Belediye başkanı hele Ankara’ya adaysa, Ankara halkına saygılı olacak. Önce Ankara’ya neler yapılacağını bir kitap haline getirir imza atar.”
