Diyanet Sigara haramdır dedi! Peki sigara, alkol ve kumardan alınan vergilerle maaş almak haram değil midir?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a, katıldığı bir televizyon programında ‘’sigara içmek haram mıdır? Diye soru yöneltti. Erbaş bu soruya, sigaranın haram olduğuna dair şu fetvayı verdi;

“İnsanın bedeni mukaddestir. Bedeni beş açıdan korumak gerekiyor. Dinini korumak, aklını korumak, malını korumak, nefsini korumak, yani canı korumak, bir de nesli korumak. Sigaranın sadece birini bile korumaya engel olsa, bu bile haram olması için yeterli. Kaldı ki beşine de zararı var. Dine zararı var, akla zararı var, mala zararı var, cana zararı var, nesle zararı var. Dine zararı, sigara sarhoş edici maddeler arasında sayılıyor. Sigara uyuşturucu vazifesi yapıyor. Uyuşturucuya götüren yol sigarayla başlar. Kesinlikle sigarada uyuşturucu özelliği var.” ifadelerini kullandı.

Sigaranın haram olduğuna, bizce haklı gerekçelerini sunarak açıkladığını düşünüyoruz Ali Erbaş’ın… Ama ortada ki sorun aslında sigara değil. Sorun; kendilerini din mensubu olarak gören bazı insanların, yüzyıllardır inanan kişileri, yok sakız çiğnemek, ağzı çalkalamak oruç bozar mı? Sigara içmek haram mı? Diye sorularla meşgul edip, ‘’insanlığı ne bozar?’’ müfredatını anlatmamış olmalarıdır.

2019-2023 yıllarında 66 milyar bütçe ayrılan bir kurumun, sigaranın haram olup olmadığına dair verdiği fetvadan daha fazla görevi olduğunu düşündüğümüz Diyanet Başkanı Ali Erbaş’ın yanıtlaması için şu soruları sormak istiyoruz.

CEVAPLANMASI BEKLENENL SORULAR

1 – Devletin Alkolden, sigaradan, Milli Piyangodan, at yarışlarından, resmi genelevlerinden (zinadan), içkili eğlence merkezlerinden aldığı vergilerden Diyanete bütçe ayrılıyor mu? Eğer ayrılıyorsa haram olan şeylerden maaş almanız, yararlanmanız, nasiplenmeniz de haram olmuyor mu?

2 – Sigaranın haram olduğuna dair verdiğiniz fetvada, israf vurgusu da yapıyorsunuz. Peki günümüzde bazı aileler yoksulluk yüzünden intihar ediyor söylemlerine karşın, sizlerin lüks makam araçlarına binmeniz israf değil mi? Minarelerin başlangıçta yapılma amacı, hiçbir teknolojik gereçler olmadan önce yüksekçe yapılarak daha fazla bir alana ezanı duyurmak iken, bugün küçük bir hoparlörle ezanın her yere duyurulmasına rağmen her bir camiye ikişer 4’er hatta 6’şar minare yaparak, milyarlarca lira harcamak haram değil mi? Ankara’da 1100 odalı saray varken bir de Marmaris ve Ahlat’ta Cumhurbaşkanlığı Köşkü yapmak israf değil mi? Aile ve Çalışma Bakanlığının düzenlediği 50 kişilik bir yemekli toplantıya 1 milyon 113 bin TL’nin üzerinden bir masraf edilmesi israf değil mi?

3 – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘’itibarda tasarruf olmaz’’ sözleri ne kadar İslamiyet’le pekişmektedir? Hz. Muhammet, itibarını yaptığı lük harcamalarla mı koruyordu?

4 – Hz. Peygamber zamanında namaz kıldırmak için imamlar para veya devletten maaş alıyorlar mıydı? Yoksa cemaat içerisinde olan bir kişi mi kalkıp namaz kıldırıyordu?

Sorulacak binlerce soru var ama en azından Sayın Ali Erbaş, bu sorduğumuz sorulara cevap vererek, asıl olarak ‘’devlet yöneticilerinin ve toplumun ne kadar haktan uzak yada yakın davrandıklarına dair, adaletin siyasi mi yoksa hakça mı yapılıp yapılmadığına dair insanları aydınlatmak, kendilerine dini lider olarak gören veya gösterilmeye çalışan insanların ne kadar Allah’ın indirdiğini Kuran’la hükmettiğini ortaya çıkarmak…’’ görevlerini hatırlatmış oluruz…