Mutasyon yön değiştirdi! Alarm verildi! Yoğun bakımlar dolmak üzere!
Türkiye koronavirüs salgınında en kötü günlerini geçirmeye devam ediyor.Konuyla ilgili Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof.
Türkiye koronavirüs salgınında en kötü günlerini geçirmeye devam ediyor. Konuyla ilgili Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel tarafından yapılan açıklamada mutasyonun resmen yön değiştirdiği ve artık çocukların ciddi risk altında olduğunu altını çizdi. Salgında kırmızı alarm verildiğini söyleyen Cinel, yoğun bakımda durumların 15 gündür kötü olduğunu söyledi.
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, yaşanan bu son dalganın daha önceki dalgalara benzemediğini belirterek "Bu son dalga hiçbirisine benzemiyor. Genç hastalar daha fazla doku tahribiyle geliyor. Virüs silah değiştirdi. Çocuk hastalarımız da artıyor. Yoğun bakımlar alarm veriyor. 15 gündür kırmızı alarm çanları çalıyor. Yoğun bakımlar hastanelerin sigortasıdır, tamamen dolduğu an o sigortayı kaybedersiniz ve sistem kilitlenir" dedi.
YOĞUN BAKIMLAR ALARM VERİYOR
Türkiye2de salgından bu yana tam 13 ay geçti. Bu 13 ay içerisinde son günlerde her gün hem vaka hem de vefat sayılarında resmen rekor kırılıyor. Vaka sayılarının 65 bin bandına doğru ilerlemesiyle birlikte açıklama yapan Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, yoğun bakımların artık alarm verdiğini söyledi.
Uzman isim yaptığı açıklamasında şu ifadeyi kullandı:
"Bunun majör olarak üçüncü bir yukarı gidiş olduğunu düşündüğümüz zaman, birinci dalgada adeta bir seferberlik hali vardı ve vaka sayıları zirvede 13 bin 300'lerdeydi. Yoğun bakımlara yansıması da 1980 hasta oldu. İkinci yukarıya gidişte, vaka sayısı 33 bin 500, yoğun bakımlara yansıması ise 5 bin 970'lerde olmuştu (maksimum). Biz, tam kapanmaya gitmeden, müthiş bir sağlık altyapısının yanında üstyapı diyebileceğimiz yoğun bakım ekiplerinin inanılmaz özverili mücadelesi ile bunun da üstünden gelmiştik ve ağır hasta sayılarımız 500'lere kadar inmişti. Fakat şimdi durum farklı. Yukarıya doğru gidiyoruz. Son 15 gündür kırmızı alarm çanlarının çaldığı açık ve net"
BU HAFTA ÇOK ENDİŞELİYİM
Alınan yeni kısıtlama kararları ile birlikte salgında biraz olsun frene basıldığını belirten Cinel, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bakın biz freni yaptık ama, bu fren yeterli mi değil mi, Ramazan'ın etkisini nasıl olacak, bunlar önümüzdeki hafta Cumartesi-Pazar ortaya çıkacak. Ama bu bir hafta nasıl geçecek, ben yoğun bakımlar adına bunu düşünüyorum, bundan endişe duyuyorum. Çünkü örneğin 50 yoğun bakım yatağınız vardı, 80 oldu, 100 oldu, 120 oldu doldu. Bu da neyi getiriyor biliyor musunuz? Taşın altına elini koymak isteyen, yoğun bakımdan uzak olan hekim grubu dahi endişe ediyor. Çünkü örneğin bir göz hekimini yoğun bakımda çalıştırarak verim alamazsınız"
ÖZEL HASTANELER DESTEK OLMALI
Özel hastanelerin, birinci pik sırasında çok destek olduğunu, ancak gelen son dalga ile birlikte desteğin çekildiğini belirten uzman isim, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
"Üçüncü yukarıya gidişin farklı noktaları var. Hassasiyetler azaldı, aldırmazlık, vurdumduymazlık oluştu. Algıda farklar var. Pandemi uzadıkça insanların direnci azalmaya başladı. Ekonomik kaygılar da gelişti. Bazı özel hastanelerin daha fazla destek vermesi lazım. Burada konu para konusu değil. Biz üçüncü basamakta bazı hastalarımıza 30-40 gün ECMO desteği de verdiğimiz oluyor ve bunu da SGK geri ödemesi bakımından aslında zarar ederek yapıyoruz. Yüzde 60-70 zarar olarak yansıyor bize. Ama sağlıkla kar-zarar hesabı olamaz. Pandemi dönemindeyiz. Acil müdahalede, yoğun bakımda para, rakam, bunların düşünülmemesi lazım. Siz, 1-2 yıllık hemşirelerle cansiperane savaşa girersiniz, İtalya gibi olmazsınız, koridorlarda hasta kaybetmezsiniz. Ama genel olarak yoğun bakım mortalite oranlarınız artar. Ben bunun artmasını istemiyorum. Bunun için de öncelikle bulaşın kesinlikle sahada önlenmesi lazım. İkincisi de bir organizasyonla acil bir şekilde kısa bir süre için aciller dışında hastalarımızın hastanelere gelmemesi lazım. Polikliniklerin belli oranda bir süreliğine tamamen iptal edilmesi lazım"
Bakmadan Geçme





