- Haberler
- Gündem
- Prof. Dr. İvet Bahar, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'nin Üye Olarak Seçtiği İlk Türk Bilim İnsanı Oldu!
Prof. Dr. İvet Bahar, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'nin Üye Olarak Seçtiği İlk Türk Bilim İnsanı Oldu!
Dünyanın öncü bilim kurulu olarak nitelendirilen Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'nin 157 yıllık geçmişinde, Prof.Dr.
Dünyanın öncü bilim kurulu olarak nitelendirilen Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin 157 yıllık geçmişinde, Prof. Dr. İvet Bahar, üye olarak seçilen ilk Türk bilim insanı olarak tarihe adını yazdırdı.
Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Bilgisayar Destekli Sistem Biyolojisi Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. İvet Bahar, şu dönemde Covd-19 salgınında tedavide kullanılacak ilacın geliştirilmesine yönelik kurulan bir ekipte yer alıyor ve daha öncesinden Obama'nın davetlisi olarak Beyaz Saray'da bir konuşma gerçekleştirmişti.
BİLİMİMİN KABUL EDİLMESİ ÇOK GURUR VERİCİ BİR ŞEY
Dünyanın en prestij sahibi akademiye seçildiğini öğrendiğinde Prof. Bahar, “Bu seçim aslında şimdiye dek yürüttüğüm araştırmaların saygın bir bilim kurumu tarafından kabul görmesi anlamına geliyor. Bu da çok gurur verici bir şey tabii" diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nün ardından malzeme bilimlerine dair çalışmalarda bulunduğunu aktaran Prof. Bahar, “Giderek biyolojik malzemelere ilgi duymaya başladım. 2001 yılında ABD’ye geldim. Genom teknolojisi alanındaki büyük gelişmelere paralel olarak bilgisayar destekli hesaplamalı biyoloji önem kazandı. Ben de daha önce polimerlere uyguladığım yöntemleri, biyolojik sistemlere uygulayarak, bilgisayar destekli araştırmalar yapmaya devam ettim buraya geldikten sonra kurduğum bölümde. Yaptığımız şey, bilgisayarda biyolojik süreçlerin nasıl çalıştığı, moleküller arasındaki etkileşimlerin nasıl gerçekleştiği konusunda çalışmalar yapmak. Bizim yaptığımız simülasyonlar, daha sonra yapılacak olan deneylere ışık tutuyor. Deney sayısını azaltmaya ve çalışmaların sonuca ulaşma süresini kısaltmaya yarıyor. Özellikle artan bilgisayar teknolojilerinden de istifade ederek çok daha süratli, çok daha verimli sonuçlar almaya imkan tanıyor. Ulusal Sağlık Bilimleri Enstitüsü (National Institute of Health) destekli projelerde çalışıyoruz genellikle" sözlerini dile getirdi.
COVID-19'UN TEDAVİSİNE YÖNELİK ARAŞTIRMALAR GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Prof. Bahar, yürüttüğü araştırmalarda kendi alanından oldukça yararlandığını belirterek, sözlerini şöyle devam etti:
“Bu nedenle de bizim bilgisayar destekli yaptığımız simülasyonların çok farklı alanlara uygulanma şansı oluyor. Benim bu anlamda en fazla yoğunlaştığım konular, son yıllarda nörolojik hastalıklar oldu. Özellikle kanser tedavisine yönelik ilaç tasarımlarında da epey çalıştım. Hatta şimdilerde koronavirüs ortaya çıktıktan sonra, bununla ilgili de grubumuz çok yoğun bir şekilde çalışmaya başladı. Virüsün hücreye girmesine nasıl engel olabiliriz, çoğalmasını nasıl azaltabiliriz, o tür sorulara yanıt arıyoruz. Şu anda birkaç laboratuvarda bizim simülasyonlar sonucu tahmin ettiğimiz birtakım verilerin deneylerle doğrulanmasına çalışılıyor. Özellikle belirli bir protein üzerine odaklandık. Virüsün yüzeyinde, insan hücresinin reseptörlerini tanıyan Spike proteinleri var. Bu proteinlerle, virüsün hücre içine girmesini sağlayan ACE2 reseptörleri arasındaki etkileşime engel olarak, virüsün vücutta enfeksiyon yaratmasının önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu etkileşimin önüne geçecek ilaçların peşindeyiz. İlginç olan gözlemlerimizden biri ise antikoagülan dediğimiz kan sulandırıcı bazı ilaçların, buna yardımcı olabileceği yönünde."
ENFEKSİYONUN DAHA İLK AŞAMALARINDA ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞIYORUZ
Prof. Bahar, Covid-19 salgını ile mücadelede hedef proteinlerin kritik bir öneme sahip olduğunu söyleyere, şu açıklamaları yaptı:
“Antikoagülanlar, yani kan sulandırıcı ilaçların bağlandığı protein, virüsün insan hücresine girmesini kolaylaştıran bir enzim (proteaz). Bu enzim virüsün yüzeyindeki Spike proteininin kendisini içeri alacak ACE2 reseptörünü tanımasına yardımcı oluyor. Amacımız bu enzimin çalışmasına engel olmak. Bazı kan sulandırıcılar bu işi görüyor, gözlemlerimize göre. Dolayısıyla bu şekilde, virüsün insan hücresine girmeye çalışırken kullandığı mekanizmaları durdurmaya çalışıyoruz. Diğer bir deyişle, enfeksiyonun daha ilk aşamalarında önüne geçmeye çalışıyoruz. Buna dair çalışmalarımızı yürütüyoruz yoğun bir şekilde"
YAPTIĞINIZ BİLİMİN TAKDİR EDİLMESİ ANLAMINA GELİYOR
Akademi'ye seçilmes sürecini açıklayan Prof. Bahar, “Seçimler genelde bir veya birkaç üyenin sizi kurula önermesiyle oluyor. Birkaç yıl önce beni önermişler. Seçildiğimi Pazartesi günü öğrendim. Çok hoş bir sürpriz oldu benim açımdan tabii ki. Üye seçimindeki en önemli kıstaslardan biri de yaratıcılık. Yaptığınız çalışmaların çok yeni olması ve bilimin ilerlemesine önemli katkılarda bulunuyor olmanız gerekiyor. Şunu özellikle vurgulamak isterim, bu akademiye seçilmeme neden olan çalışmalarımın başlangıcı Boğaziçi Üniversitesi'ndeki yıllarıma dayanıyor. Çok onur verici bir olay tabii ki. Uluslararası saygın bir kurumda yaptığınız bilimin takdir edilmesi, saygı uyandırması anlamına geliyor bu" dedi.
Bakmadan Geçme





