Türkiye IMF ile anlaşma mı yapıyor?
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak 2018 yılındaki gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısında şunları söyledi: IMF İLE ANLAŞMA İÇİN ÇOKTAN DÜĞMEYE BASILMIŞ Ben bir süredir ekonomide yaşanan sıkıntıların, ülkemizi hızla IMF kapısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak 2018 yılındaki gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısında şunları söyledi:
IMF İLE ANLAŞMA İÇİN ÇOKTAN DÜĞMEYE BASILMIŞ
Ben bir süredir ekonomide yaşanan sıkıntıların, ülkemizi hızla IMF kapısına götürdüğü konusunda hatırlayacaksınız buradan, bu kürsüden uyarılarda bulunuyorum. Meğer Saray IMF’yle anlaşma için çoktan düğmeye basmış. Bu konuda emareler giderek artıyor. IMF’nin Türkiye’ye krizden çıkış için yol gösterici yardımlarda bulunduğuna dair ibarelerin artık yatırımcı raporlarına geçtiğini söylemiştim. Her şeye cevap yetiştirmeye çalışan Saray geçtiğimiz hafta söylediğim her şeye cevap yetiştirmeye çalışan saray bir tek buna hiçbir cevap vermedi. Bu konuyla ilgili tık yok. Tekrarlıyorum, siz IMF ile söz kesmişsiniz, nişanı ve nikahı birlikte 31 Mart’tan sonra yapacaksınız. Anlaşılan Saray seçim kazanmak için önce ekonominin tüm dengelerini dağıtacak, ondan sonra da bu işi toplama görevini IMF’ye havale edecek.
TÜRKİYE EKONOMİDE ARJANTİN’LE BİRLİKTE ANILIYOR
Yanlış politikalarıyla ekonomiyi dolarkolik eden ve dışarıdan emir alır hale getiren ve krize sokan bu iktidar, önce suçu hatırlayın dış güçlere yıktı. Sonra pansuman tedbirleriyle, aspirin tedavisiyle bu işi geçiştirmeye çalıştı. Onun sonrasında da acaba bu sorunları görmezden gelerek bu sorunları çözebilir miyim ya da vatandaşın bu sorunları unutmasına neden olabilir miyim diye düşündü. Şimdi bu sorunları çözmeden seçim ekonomisine başvurdu. Bu sorunları çözmeden açılıp saçılmanın neticesinde içilecek ilacın dozu her geçen gün biraz daha ağırlaşacak. Bu ilacı kim içecek? Saray değil vatandaş içecek.
Bakın şu anda Arjantin ile beraber Türkiye tüm ölçütlerde biraz önce söyledim en kötü, en kırılgan ekonomi. Arjantin IMF kapısında. Arjantin’e IMF’nin yazdığı reçeteden birkaç tane başlık sunayım. Diyor ki, sıkı bütçe politikası uygulayacaksın. Ne demek sıkı bütçe politikası? Maaşı, ücreti artırmayacaksın. Buna karşılık ihracata ilave vergi koyacaksın, servet ve gelirlere ilave vergi koyacaksın, enerjiye verdiğin destekleri sıfırlayacaksın, bütçe harcamalarını keseceksin. Yetmez bir de sıkı para politikası uygulayacaksın. Bunun sonucunda faizleri olağanüstü yüksek seviyelere çekeceksin. Bugün Arjantin’de faizler ne kadar biliyor musunuz Merkez Bankasının politika faizi? Yüzde 60. Bunun Arjantin halkının üzerindeki etkilerini aslında son katıldıkları G20 toplantısında görmüş olmaları lazım. Sokaklarda bunun etkisini görmeleri lazım.
REÇETE İSTİYORSANIZ İŞTE YERLİ VE MİLLİ REÇETE
IMF’nin dış borçların ödenmesini, yani bu ülkeye verilen borçların geri ödenmesini garantiye almak için krizin tüm yükünü dar ve sabit gelirlerinin üstüne yıktığını biliyoruz. İşte biz bu nedenle, “Ülkemiz IMF kapısına düşmesin, ekonomiyi borçla şişirme stratejisini terk edelim, onun yerine üreterek büyüme stratejisine geçelim, krizin maliyetini adil bir biçimde dağıtalım, yerli ve milli politikalarla bu krizi vatandaşımıza en az hasar verecek şekilde atlatalım” dedik. Bunun içinde hiçbir beklentimiz olmadan, ülke sevgisiyle ortaya bir takım çözüm yollarını koyduk.
Ne dedik?
1) Ekonomiyi ehil ellere verin, liyakate bakın sadakate değil dedik.
2) Hukuk devletiyle uğraşmayın, demokrasinin ayarlarıyla daha fazla oynamayın. Bunun Türkiye’ye dönük risk algısını artırdığını artık fark edin.
3) Merkez Bankası’nın ve bağımsız kurulların işlerine karışmayın.
4) Türkiye’yi sıcak paracıların insafına bırakmayın, akılcı bir dış kaynak yönetimini bir an önce tesis edin,
5) Dolarizasyonu engellemek için işe kamunun ihalelerinden başlayın. Yani Türk lirasına dönün kamu ihalelerinde.
6) Kamu İhale Yasasını yeniden dünya standartlarına taşıyın. Yandaşa ve adrese teslim ihale düzenini sonlandırın.
7) Sayıştay’ın elini kolunu bağlamayın, doğru düzgün denetim yapsın.
8) Varlık Fonu gibi paralel bütçe uygulamalarına derhal son verin.
9) Dış politikayı iç politikanın malzemesi yapmayın, risk ve belirsizlikleri daha da artırmayın.
10) Kamuda koşullu yükümlülükler de dahil borçlanma konusuna bir disiplini getirin.
11) Adil bir vergi sistemine geçişin ilk adımı olarak Vergi cenneti listelerini bir an önce yayımlayın.
12) Üretimi önceleyen bir planlama ve bununla uyumlu bir teşvik politikasını bu milletin önüne koyun.
13) Sonuncusu ve belki de kısa dönemde en önemlisi Kamuda debdebe ve israfa artık son verin. Uçan, uçmayan saraylarınızın sayısını azaltın, araba filolarınızı daraltın dedik.
Reçete mi istiyorsunuz işte size reçete. Bu reçetenin müellifi de üstelik yerli ve milli. Bunları yaparsanız millet Washington’da IMF binasında yazılacak acı ilacı içmek zorunda kalmaz. Yok bunları yapmazsanız ekonomi de millet de buna dayanmaz.
YAPTIKLARI SADECE ASPİRİN VE PANSUMAN TEDAVİSİ
Bunları söylememizin üzerinden aylar geçti. İsrafı azaltmak nerede, daha da arttırdılar. Dolarla devlette iş görmeyin, ihaleleri dolarla yapmayın dedik çıktılar Dolarla, Euro’yla milletten borçlanmaya kalktılar. Yaptıkları sadece aspirin ve pansuman tedavisi. Benim son sözüm aziz milletime… Türkiye’nin çok büyük bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu bilelim. Bu ülke iyi yönetildiği zaman başaramayacağı hiçbir şey yok. Bu ülkenin tarım toprakları hepimizi doyurabilir. Bu ülkenin sanayisi, hizmetler sektörü tüm gençlerimize iş verebilir. Ama bu iktidarın elinde, hukuk tanımayan bu iktidarın elinde ülkemiz her gün savruluyor, her gün patinaj yapıyor.
Bakmadan Geçme





