• Haberler
  • Gündem
  • Yalan Dünya'nın Garip Ustası, Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Yalan Dünya'nın Garip Ustası, Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Türkülerinde 'garip' mahlasını kullanarak gönüllerde taht kuran 'Bozkırın Tezenesi' Neşet Ertaş anılıyor.Bozlak Türkülerini 'feryat' olarak ifade eden Ertaş 1938 yılında Kırşehir sınırları içerisinde yer alan Çiçekdağı ilçesinde doğmuştur.

Türkülerinde "garip" mahlasını kullanarak gönüllerde taht kuran "Bozkırın Tezenesi" Neşet Ertaş anılıyor.

Bozlak Türkülerini "feryat" olarak ifade eden Ertaş 1938 yılında Kırşehir sınırları içerisinde yer alan Çiçekdağı ilçesinde doğmuştur.

Müzik hayatına kendisi gibi saz ustası olan babası Muharrem Ertaş sayesinde başlayan sanatçının ilk çalgısı ise annesi döne Hanım'ın çamaşır tokacına tel taktığı oyuncak olmuştur.

Babasının müzisyen olmasından dolayı küçük yaşlarda bağlama ve keman çalmayı öğrenmiştir.

Çocuk yaşlarında babasıyla yörenin eğlencelerinden saz çalıp türküler söyleyen Ertaş 8 yıl boyunca Kırşehir'in yanı sıra Nevşehir, Niğde, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat gibi illeri gezerek seçim sağlamaya çalışmıştır.

Bu yüzden okuluna gidemeyen Neşet Ertaş okumayı abisi Necati Ertaş'tan öğrenmiştir.

Haber

İLK PLAĞINI ÇIKARDI

Ertaş ilk plağını Neden Garip Garip Ötersin Bülbül adıyla çıkarmıştır.

Babasıyla aynı ruhun insanı olduğunu ifade eden Ertaş 1950'li yılların başında 14 yaşındayken İstanbul'a gelmiştir ve babasının yazmış olduğu "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adlı türküyle ilk plağını müzikseverlerle buluşturmayı başarmıştır.

İstanbul Şen Çalar Plak'tan 1957'de çıkan bu çalışma ile halk tarafından çok beğenilen Ertaş geniş kitlelere ulaşmayı başarmıştır ve halk ozanı haline gelmiştir.

Geniş halk kesimlerinin yanı sıra müzik çevrelerinde hayranlıkla dinlenen bir isim haline gelen Ertaş "Garip" mahlasını kullanarak yazdığı tüm şiirlerinde kendi hayatını anlatmayı hedeflemiştir.

"Türkülerin Babası", "Anadolu Efsanesi" ve "Abdal Müzisyen" gibi lakaplarıyla da bilinen sanatçı, İstanbul'da kaldığı iki yıl boyunca yaptığı plak, kaset ve konser çalışmalarının ardından Ankara'ya yerleşti ve sanat hayatına burada devam etti.

Ankara Radyosu'nda "mahalli sanatçı" unvanıyla programlar da yapan Ertaş, Ankara'da çalıştığı bir gazinoda Leyla Hanım'la tanışıp evlendi ve 3 çocuk sahibi olmuştur.

7 yıl sonra 1970'te eşinden ayrılan Ertaş, yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle enstrüman çalamaz hale geldi ve kardeşinin daveti üzerine tedavisi için Almanya'ya yerleşti. Ertaş, çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun süre Almanya'da ikamet etti.

Haber

DEVLET SANATÇISI

Ertaş, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen "Devlet Sanatçısı" unvanını ise "Herkes bu devletin sanatçısı" diyerek kabul etmedi.

Abdallık kültürünün son efsanesi olarak bilinen Ertaş, hayatta olduğu dönemde "Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi" kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığınca "Yaşayan İnsan Hazinesi" ilan edildi.

Eserlerinde Anadolu insanının acı ve kederini dile getirdiğini ifade eden Ertaş'a, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011'de fahri doktora unvanı verildi. Aynı zamanda sanatçının bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu.

Hayatı ve eserleri Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlanan Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012'de İzmir'de prostat kanserine yenik düşerek 74 yaşında hayata veda etti.

Haber

Kamupersoneli.net I ANKARA

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme